Family/ Aile

1 Mart 2000 Çarşamba


father

mother

brother

sister

step mother

step father

son

daughter

aunt

granddad

granny

nephew

niece
baba

anne

erkek kardeş

kız kardeş

üvey anne

üvey baba

erkek çoçuk

kız çocuk

teyze,hala

dede

anneanne

erkek yeğen

kız yeğen

uncle
grandmother

grandfather

cousin

father-in-law

mother-in-law

sister's husband

sister-in-law

son-in-law

grandson

twin brother

wife

husband


amca,dayı
büyük anne

büyük baba

kuzen

kayınbaba

kaynana

enişte

baldız,yenge

damat

torun

ikiz kardeş

eş-bayan

koca

Fruits/ Meyvalar


Banana

Apple

Orange

Grape

cherry

Tangerine

sour cherry

pear

avocado

pineapple

strawbery
Muz

Elma

Portakal

Üzüm

Kiraz

Mandalina

Vişne

Armut

Avokado

Ananas

çilek

currant
grapefruit

fig

watermelon

melon

apricot

kiwi

mulberry

plum

raspberry

blackberry
Frenk üzümü

Greyfurt

incir

Karpuz

kavun

kayıs

kivi

Dut

Erik

ahududu

böğürtlen

Body/ Vücut







cheek

chin

throat

neck

eyelashes

eyelid

eyebrow

forehead

temple

wrist

ankle

heel

elbow

knee

leg

foot

arm

lip
yanak

çene

boğaz

boyun

kirpikler

göz kapağı

kaş

alın

şakak

kol bileği

ayak bileği

taban

dirsek

diz kapağı

bacak

Ayak

kol

dudak
moustache

beard

eye

ear

thumb

fore finger

nail

shoulder

hair

head

nose

tooth

waist

toefinger

stomach

tigth

finger
bıyık

sakal

göz

kulak

baş parmak

işaret parmağı

tırnak

omuz

saç

baş

burun

diş

bel

ayak parmağı

karın

baldır

parmak

Animals/ Hayvanlar



butterfly
octopus

turkey

horse

bull

wolf

chicken

cock

antelpe

padger

bat

beaver

gull

hawk

hedgehog

squirrel

stork

vulture

worm

wild boar

wasp

millipede

magpie

myena

grassopher

zebra

fox

kelebek
ahtapot

hindi

at

boğa

kurt

tavuk

horoz

antilop

porsuk

yarasa

kunduz

martı

şahin

kirpi

sincap

leylek

akbaba

solucan

yaban domuzu

eşekarısı

kırkayak

saksağan

sırtlan

çekirge

zebra

tilki
dog

cat

mouse

snake

elephant

lion

donkey

bear

tigger

giraffe

penguin

spider

crocodile

shark

dolphin

lizard

turtle

rabbit

bird

fish

frog

cow

monkey

insect

whale

bee

ant
köpek

kedi

fare

yılan

fil

aslan

eşek

ayı

kaplan

zürafa

penguen

örümcek

timsah

köpek balığı

yunus

kertenkele

kaplumbağa

tavşan

kuş

balık

kurbağa

inek

maymun

böcek

balina

arı

karınca

İngilizce Hastalıklar / İllnesses



tootache

headache

bad cold

stomach-ache

sore foot

lumbago

hernia

jaundice

flu

constipated

contagious

epilepsy

ulcer

chickenpox

rabies
diş ağrısı

baş ağrısı

soğuk almak

karın ağrısı

ayak ağrısı

bel fıtığı

fıtık

sarılık

grip

kabız

bulaşıcı

sara

ülser

su çiçeği

kuduz
asthma

cancer

measles

diarrhoea

bronchitis

typhoid fever

dysentery

itch

faint

hiccups

angina

heart attack

leukemia

measles

migraine
astım

kanser

kızamık

ishal

bronşit

tifo

dizanteri

kaşıntı

bayılmak

hıçkırık

anjin

kalp krizi

lösemi

nezle

migren

İngilizcede temel sorular

What? Ne?

Who? Kim?


How? Nasıl?


Why? Neden?


Where? Nerede?


How much? Ne Kadar?


How many?Kaç Tane?

When? Ne Zaman?


Which? Hangi?


How far? Ne Kadar Uzaklıkta?


How can i get there? Oraya Nasıl Gidebilirim?


How long? Ne Kadar Zamandır?


What must I do? Ne yapmalıyım?


Where can I find …….? Nerede…….bulabilirim?


Where can I get …….? Nerede…….alabilirim?


What’s the matter? Sorun nedir?


How are you? Nasılsınız?


What would you like? Ne istiyorsunuz?


Do you have …….? Sizde ……… var mı?


Can you help me? Bana yardım edin

İngilizce Dil Sorunları

Do you speak English? İngilizce biliyor musunuz?


Does anybody here speak English?Burada birisi İngilizce biliyor mu?


I don’t speak English. İngilizce bilmiyorum.


Do you understeand? Anlıyor musunuz?


I understand. Anlıyorum.


I don’t understand. Anlamıyorum.


I don’t know. Bilmiyorum.


Please, speak more slowly. Lütfen daha yavaş konuşun.


I can understand, if you speak more slowly. Daha yavaş konuşursanız anlayabilirim.


Could you spell it? Heceler misiniz?


Please write it down. Onu yazar mısınız?


What does that mean in English? O İngilizce’de ne anlama gelir?


What do you call in English? İngilizce’de buna ne denir?


Can you translate this for me? Bunu bana tercüme edebilir misiniz?

İngilizce Yol Tarif Etme

Bu adrese git-mek istiyorum.I want to go to this address.

Marmaris’e git-mek istiyorum.I want to go to Marmaris.

Tren istasyonu-na gitmek istiyorum. I want to go to the train station.

Tuvalet nerede? Where’s the toilet?

Otobüs durağı nerede?Where’s the bus stop?

Otel adresim budur.This is my hotel address.

Sola dönünüz.Turn left.



En kestirme yol burası.This is the shortcut.

Üçüncü caddeden sola dönünüz.Turn left at the third street.

Biraz ilerleyiniz, sağa dönünüz.Walk a little, then turn right.

Köprüden geçince sağa dönünüz.After crossing the bridge turn right.

Sonra bir daha sorunuz.Later ask again.

Oraya otobüsle gidebilirsiniz.You can go there by bus.

Karşıda. It’s across the street.

Üçüncü sokak. The third street.

Birinci cadde. The first street.
Çok yakın. It’s very near.

Meydan. Square.

Üçüncü bina. The third building.

Biraz uzak. It’s a little far.

Sultanahmet’e ne taraftan gidebiliriz? How can I go to Sultanahmet?

Lütfen bana haritada yolu gösterirmisiniz? Can you show me the way on the map?

Şile buraya ne kadar uzakta? How far is Şile from here?

Afedersiniz, Ayasofya’ya gi-den yol bu mu? Excuse me, is this the way to Ayasofya?
Bu yol tek yönlü mü? Is this a one way street?

Doğru yolda mıyım? Am I on the right way?

İzmit’e giden yola nasıl çıkabilirim? How can I get to the road to İzmit?

Sakarya’ya kadar dosdoğru gidin. Go straight ahead until Sakarya.

Yüz metre ilerden sola dönün. Turn left after 100 meters.

Yanlış yoldasınız, sekiz kilometre kadar geri gidin. You are on the wrong way, go back for 8 km.

Bu bölgenin yol haritası var mı? Do you have a map of this area?

Nerede … bulabilirim? Where can I find ?

Buraya ne kadar uzaklıkta ? How far is it ?

Oraya nasıl giderim ? How do I get there?

En yakın….? The closest….?

Alışverişte kullanılan ingilizce

How much is this? Bu ne kadar?


How much does it cost?Fiyatı ne kadar?


I’d like to try this on Bunu denemek istiyorum


Where is the fitting room? Elbise kabine nerede?


I liked that Bunu beğendim


I’m just looking Sadece bakıyorum


It’s too tight Bu çok dar


It’s too loose Bu çok geniş


It’s too expensive Bu çok pahalı
It’s cheap Bu ucuz


I’m looking for something for my sister Kız kardeşim için birşey bakıyorum


I want to look anything else Başka birşey bakmak istiyorum


Have you got smaller one ?Küçük olanı var mı ?

Have you got something less expensive?Daha ucuz birşeyiniz var mı?
---------------------------------------------------------------------


 ödev, örnek alışveriş diyalogları ingilizce, örnek alışveriş diyalogları Online ingilizce dersleri, chat, dersleri, english, free, Future Tense, gramer, grammer, ingilizce chat, ingilizce eğitim setleri, ingilizce gramer, ingilizce kelimeler, ingilizce kitap özetleri\">, kitap özetleri, Past Continuous Tense, Past Perfect Tense, Present Continuous Tense, Present Perfect Continuous, Present Perfect Tense, sözlük, Simple Past Tense, Simple Present Tense, ucretsiz, Şarkı Sözleri\">, İngilizce alışveriş yaparken gerekli soru kalıpları, İngilizce Sözlük

İNGİLİZCE NASIL ÖĞRENİLİR? İNGİLİZCE NASIL KONUŞULUR?

Yeni Başlayanlar İçin İpuçları
1. Yeni doğmuş bir bebek gibisiniz.

Bebekler dillerini yavaş yavaş öğrenirler. Önce dinlemeyi öğrenirler. Sonra konuşmayı öğrenirler. En sonunda okuyabilir ve yazabilirler.
2. Her gün İngilizce dinleyin.

İngilizce yayın yapan radyoları dinleyin, televizyonları izleyin. İngilizce filmlere gidin alt yazıları okumadan takip etmeye çalışın. İnternetten dersler takip edin.
3. İngilizce konuşan ya da İngilizce öğrenen bir arkadaş edinin.

Kafanızdan diyaloglar tasarlayın. Diyalogları hayata geçirin. Yeni başlayanlar için yazılmış kitapları okuyun.
4. İngilizce hikayeler okuyun

Çocuk hikaye kitapları ile başlayın. İngilizce öğrenenler için hazırlanmış seviye kitaplarını okuyun. İlanları, işaretleri ve etiketleri okuyun.
5. Yeni öğrendiğiniz kelimeleri yazın.

Yeni kelimeler için bir defter tutun. Kelimleri alfabetik sırada yazın. Her kelime için örnek cümleler yazın Her zaman önce İngilizce-İngilizce bir sözlük kullanın.
6. İngilizce günlük tutun

Günde bir cümle ile başlayın. Nasıl hissediyorsunuz? Hava nasıl? Bu gün ne yaptınız? Buna benzer soruların cevaplarını yazabilirsiniz. Ertesi gün başka bir cümle ile devam edin.
7. İngilizce konuşulan bir ülkeye gidin.

İngilizceyi daha hızlı öğrenirsiniz. İngiliz bir ailenin yanında kalın. İngilizceyi gerçek hayatta dinleyin, konuşun. Eğlenceli bir deneyim yaşayın
Nerden Başlamalıyım ?

Neden İngilizce öğrenmek istiyorsunuz? İngilizce öğrenmeye başlamadan ya da tekrar çalışmaya karar vermeden önce kendinize şu soruyu sorun: Neden İngilizce çalışmak istiyorum? Kendiniz istediğiniz için mi yoksa başkası sizin öğrenmenizi istediği için mi? Hayatta her kararda olduğu gibi İngilizce öğrenirken de bu sorunun cevabı siz istediğiniz için olmalıdır.
Hedef belirleyin.

Neden çalışmak istediğinizi biliyorsanız hedeflerinizi belirlemek kolaydır. Örneğin, İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak istiyorsunuzdur. Hedefiniz “hayatınızı devam ettirmek” için İngilizce öğrenmek olabilir. Belki de zaten birçok faydalı ifadeyi biliyorsunuzdur ama dinleme yeteneğinizi ve telaffuzunuzu geliştirmek istiyorsunuzdur. Hedefiniz ne olursa olsun onu bir kağıda yazın. Kendinize bir program yapın Hedeflerinizi gerçekleştirmek için ne kadar süreye ihtiyacınız var? Bu sorunun cevabı her öğrenci için zordur. Önemli olan gerçekçi olmaktır. Haftada 60 saat çalışıyorsanız, bir 40 saat daha İngilizce çalışmayı planlamayın. Yavaş başlayın ama düzenli çalışın. Sizi zorlayacak materyaller kullanın fakat çok zor olmasın. Sizin için neyin faydalı olacağını keşfedin. Birkaç hafta çalıştıktan sonra programınızı buna göre ayarlayın. Gece çalışmak mı yoksa işe giderken otobüste çalışmak mı sizin için en iyisi? Sesiz bir yerde kendi başınıza çalışmayı mı yoksa arkadaşlarla birlikte, fonda müzik varken çalışmayı mı seviyorsunuz?
Söz verin

İngilizce öğrenmek yüksek motivasyon gerektirir. Bir kursa gitmiyorsanız kimse sizin ne kadar çalıştığınızı takip etmez. Kendinize söz verin.
İngilizce öğrenirken eğlenin

Hayatta en iyi yaptıklarımız, eğlenerek yaptığımız işlerdir. İngilizce çalışmaktan zevk almıyorsanız, doğru şekilde çalışmıyorsunuz demektir. Ciddi bir öğrenci olabilirsiniz ama bu eğlenmenizi engellemez. Çalışmanızı sürmek için kendinizi teşvik edecek bir ödül koyun. 4 anahtar beceriyi dengeli çalışın (Dinleme, Konuşma, Okuma, Yazma) Öğrencilerin çoğu daha iyi İngilizce iletişim kurmak ister. Bu sizin de hedeflerinizden biriyse, 4 büyük beciriyi dengeli bir şekilde çalışmanız önemlidir. Kaynak : englishclub.com

İngilizce Saat Sorma

What time is it? Saat kaç?


It is five past eight 08:05


It is half past ten 10:30


It is a quarter past nine 09:15


It is twenty to two 01:40


It is a quarter to five 04:45


pm Öğleden sonra


am Öğleden önce

------------------------------------------------
Etiketler with am nedir, ödev, chat, ders verenler, dersleri, english, English Tenses, free, Future Tense, gramer, grammer, ingilizce chat, ingilizce eğitim setleri, ingilizce gramer, ingilizce hikayeler, ingilizce kelimeler, ingilizce kitap özetleri\">, kitap özetleri, Past Continuous Tense, Past Perfect Tense, pm nedir, Present Continuous Tense, Present Perfect Continuous, Present Perfect Tense, saat kaç sorusu, saati söyleme ingilizce, saati söyleme ingilizce dersleri - online ingilizce, saati söyleme Online ingilizce dersleri, sözlük, Simple Past Tense, Simple Present Tense, ucretsiz, zaman terimleri, Şarkı Sözleri\">, İngilizce Saat Sorma, İngilizce Sözlük

İngilizce Sorular

What? Ne?

Where? Nerede, nereye?

When? Ne zaman?

Who? Kim?

Whom? Kime, kimi?

From whom? Kimden?

With whom? Kiminle?

Whose? Kimin?

Which? Hangi?

How? Nasıl?

Why? Neden?

How many? kaç tane, ne kadar, kaç(sayılabilenler için)

How much? kaç tane, ne kadar, kaç(sayılamayanlar için)

How long? Ne kadar?(zaman)

How far? Ne kadar?(mesafe)

----------------------------------------------------------------------------------
, kitap özetleri, Past Continuous Tense, Past Perfect Tense, Present Continuous Tense, Present Perfect Continuous, Present Perfect Tense, sözlük, Simple Past Tense, Simple Present Tense, temel ingilizce sorular - ingilizce, temel ingilizce sorular - ingilizce dersleri - online ingilizce, temel ingilizce sorular - Online ingilizce dersleri, ucretsiz, wh questions, what?, where? when? who?, Şarkı Sözleri\">, İngilizce Sözlük, İngilizce sorular, İngilizce Sorular nedir”>

Character And Behaviour / Karakter ve Davranışlar









Arrogance

Behaviour


Character


Charm


Honesty


Jealousy


Understanding


Vanity


Excuse


Permission


Laziness


İnsolence


Joy


Cheerfulness


Patience


Spite


Obedience


Cruelty


Kindness


İnstinct


Mood


Pride


Punishment


Sadness


İmpatiance


Nastiness


Rudeness


Madness


Caution

Active


Amusing

Pretentious


Nice


Decent


Poor


Arrogant


Modest


Possesive


Obedient


Witty


Skilful
küstahlık

davranış

karakter

cazibe

dürüstlük

kıskançlık

anlayış

kibir

özür

izin

tembellik

yüzsülük

sevinç

neşe

sabır

kin

itaat

kabalık

nezaket

iç güdü

ruhi durum

gurur

ceza

üzüntü

sabırsızlık

yaramazlık

kabalık

çılgınlık

özen

aktif

eğlendirici


fiyakalı

tatlı

nazik

fakir

küstah

alçak gönüllü

hakim

itaatkar

zeki

yetenekli


Talkative


Cruel


Good


Obstinate


Terrific


Devious


Funny


Boring


Naive


Natural


Curious


Optimistic


Pessimistic


Boastful

Quiet


Wily


Bad


Shy


Strange


Sensitive


Proud


Tolerent


Clumsy


Untidy


Embarrassed


Sensible

Stupid


Angry

Mischievous


Charming


Respectable


Serious


Suprising


Lazy


İndustrious

Cheeky


Friendly


Glad


Joyful


Patient




konuşkan

kaba

iyi

inatçı

korkunç

dolandırıcı

komik

can sıkıcı

sade

doğal

meraklı

iyimser

kötümser

kendinibeğenmiş

suskun

kurnaz

kötü

utangaç

garip

duygusal

grurlu

toleranslı

görgüsüz

düzensiz

mahçup

mantıklı

aptal

kızgın

sinsi

Cazibeli

saygıdeğer

ciddi

şaşırtıcı

tembel

çalışkan

yüzsüz

arkadaşça

memnun

mutlu

sabırlı

Irregular verbs /Düzensiz Fiiller



Infinitive Simple Past Past Participle
A
arise arose arisen
awake awoke/ awakened awoken
B
be was / were been
bear bore born / borne
beat beat beaten / beat
become became become
befall befell befallen
begin began begun
behold beheld beheld
bend bent bent
bet bet / betted bet / betted
bid bid bid
bind bound bound
bite bit bitten
bleed bled bled
blow blew blown
break broke broken
breed bred bred
bring brought brought
broadcast broadcast broadcast
browbeat browbeat browbeat
build built built
burn burnt/ burned burnt/burned
burst burst burst
bust busted/ bust busted/ bust
buy bought bought
C
cast cast cast
catch caught caught
choose chose chosen
cling clung clung
come came come
cost cost cost
creep crept crept
cut cut cut
D
deal dealt dealt
dig dug dug
dive dived dived
dive dove dived
do did done
draw drew drawn
dream dreamt/ dreamed dreamt/ dreamed
drink drank drunk
drive drove driven
dwell dwelt/ dwelled dwelt/ dwelled
E
eat ate eaten
F
fall fell fallen
feed fed fed
feel felt felt
fight fought fought
find found found
fit  (to be right size) fit fit
fit (to tailor, change size) fit/ fitted fit/ fitted
flee fled fled
fling flung flung
fly flew flown
forbid forbade forbidden
forecast forecast forecast
forego (also forgo) forewent foregone
foresee foresaw foreseen
foretell foretold foretold
forget forgot forgotten
forgive forgave forgiven
forsake forsook forsaken
freeze froze frozen
G
get got gotten/ got
give gave given
go went gone
grind ground ground
grow grew grown
H
hang hung hung
have had had
hear heard heard
hide hid hidden
hit hit hit
hold held held
hurt hurt hurt
I
input input input
inset inset inset
interbreed interbred interbred
interweave interwove interwoven
K
keep kept kept
kneel knelt/ kneeled knelt/ kneeled
knit knit/ knitted knit/ knitted
know knew known
L
lay laid laid
lead led led
lean leaned/ leant leaned/ leant
leap leapt/ leaped leapt/ leaped
learn learned/ learnt learned/ learnt
leave left left
lend lent lent
let let let
lie lay lain
light lit / lighted lit  /  lighted
lose lost lost
M
make made made
mean meant meant
meet met met
mishear misheard misheard
mislay mislaid mislaid
mislead misled misled
misread misread misread
misspell misspelled/ misspelt misspelled/ misspelt
mistake mistook mistaken
misunderstand misunderstood misunderstood
mow mowed mowed/ mow
O
outbid outbid outbid
outdo outdid outdone
outgrow outgrew outgrown
outrun outran outrun
outsell outsold outsold
overcast overcast overcast
overcome overcame overcome
overdo overdid overdone
overdraw overdrew overdrawn
overeat overate overeaten
overhang overhung overhung
overhear overheard overheard
overlay overlaid overlaid
overlie overlay overlain
overpay overpaid overpaid
override overrode overridden
overrun overran overrun
oversee oversaw overseen
oversell oversold oversold
overshoot overshot overshot
oversleep overslept overslept
overtake overtook overtaken
overthrow overthrew overthrown
P
partake partook partaken
pay paid paid
plead pled/ pleaded pled/ pleaded
pre-set pre-set pre-set
proofread proofread proofread
prove proved proven/ proved
put put put
Q
quit quit / quitted quit /  quitted
R
read read read
rebind rebound rebound
rebuild rebuilt rebuilt
recast recast recast
redo redid redone
re-lay re-laid re-laid
remake remade remade
repay repaid repaid
rerun reran rerun
resell resold resold
reset reset reset
rethink rethought rethought
rewind rewound rewound
rewrite rewrote rewritten
rid rid rid
ride rode ridden
ring rang rung
rise rose risen
run ran run
S
say said said
see saw seen
seek sought sought
sell sold sold
send sent sent
set set set
sew sewed sewn/ sewed
shake shook shaken
shear sheared shorn/ sheared
shed shed shed
shine shined / shone shined /  shone
shit shit/ shat shit/ shat
shoot shot shot
show showed shown / showed
shrink shrank / shrunk shrunk
shut shut shut
sing sang sung
sit sat sat
slay slew slain
sleep slept slept
slide slid slid
sling slung slung
slit slit slit
smell smelled/ smelt smelled/ smelt
speak spoke spoken
speed sped / speeded sped / speeded
spell spelled/ spelt spelled/ spelt
spend spent spent
spin spun spun
spit spit / spat spit / spat
split split split
spoil spoiled/ spoilt spoiled/ spoilt
spoon-feed spoon-fed spoon-fed
spread spread spread
spring sprang / sprung sprung
stand stood stood
steal stole stolen
stick stuck stuck
sting stung stung
stink stank / stunk stunk
strew strewed strewn/ strewed
stride strode stridden
strive strove striven
strike (delete) struck stricken
strike (hit) struck struck/ stricken
string strung strung
strive strove/ strived striven/ strived
swear swore sworn
sweep swept swept
swell swelled swollen, swelled
swim swam swum
swing swung swung
T
take took taken
teach taught taught
tear tore torn
tell told told
think thought thought
throw threw thrown
thrust thrust thrust
tread trod trodden, trod
U
unbind unbound unbound
underlie underlay underlain
understand understood understood
undertake undertook undertaken
underwrite underwrote underwritten
undo undid undone
unwind unwound unwound
uphold upheld upheld
upset upset upset
W
wake woke / waked woken / waked
wear wore worn
weave wove woven
wed wed/ wedded wed/ wedded
weep wept wept
wet wet/ wetted wet/ wetted
win won won
wind wound wound
withdraw withdrew withdrawn
wring wrung wrung
write wrote written
, ingilizce\'de Eylemler - ingilizce, ingilizce\'de Eylemler - ingilizce dersleri - online ingilizce, ingilizce\'de Eylemler - Online ingilizce dersleri, Irregular verbs, Irregular verbs /Düzensiz Fiiller, kitap özetleri, Past Continuous Tense, Past Perfect Tense, Present Continuous Tense, Present Perfect Continuous, Present Perfect Tense, sözlük, Simple Past Tense, Simple Present Tense, ucretsiz, Şarkı Sözleri\">, İngilizce Sözlük”>