Mutluluk, bakmaktır, saygı duymaktır, dinlemektir, güvenmektir.

12 Nisan 2008 Cumartesi

Mutluluk, bakmaktır, saygı duymaktır, 
dinlemektir, güvenmektir,
Mutluluk hayatta ki küçük sürprizlerdir..



Söyle bana eğer her şeyi bilirsen sana nasıl sürpriz yapabilirim? Arada bir kapat gözlerini, hesaplama her adımı, bilme geleceği ne olur...

Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için, beyaz yelkenlerin gelip
seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
Iyi kalpli görünmek için zayıflığa,
...Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki,
Hiçbir şey anlamadın!!!

____Jacques BREL________

Derviş ve Tilki

Dervişin biri gezerken ayaksız bir tilki gördü, hayrete düştü. “Nasıl yaşar bu hayvan, ne yer ne içer?” diyerek, Allah’ın lütfuna hayran oldu. Derken bir arslan çıkageldi, ağzında çakal taşıyordu. Görkemli ve korkunç hayvan avının bir kısmını yedi, doyunca kalanını bırakıp gitti. Tilki artığa doğru sürünerek yaklaştı ve afiyetle yiyip karnını doyurdu.



Tilkinin yiyeceğinin ayağına geldiğini gören Derviş, kendi kendine: “Bir tilkinin rızkını ayağına gönderen Allah, benimkini neden göndermesin?” diyerek, çalışmasına gerek olmadığını, bir köşeye çekilip oturabileceğini düşündü.

Düşündüğü gibi de yaptı: “Rızkım Allah’ın görünmeyen hazinesinden gelir, gayret etmem gerekmiyor.” diyerek beklemeye başladı.

Bekledi, bekledi. Ne gelen ne giden. Günler geçip gitti. Derviş zayıfladı, eridi, bir deri bir kemik kaldı. Güçsüz ve bitkin bir haldeyken, bulunduğu mescidin mihrabından bir ses duydu:

“Ey tembel adam!” diyordu ses, “Kendini ayaksız bir tilkiye benzeterek neden miskin miskin oturuyorsun? Kalk! Yırtıcı arslan ol. Başkasının artığına göz dikmeyi bırak. Sana yakışan artık yemek değil, artık bırakmaktır. Gücüyle arslan gibi olan, başkasından yiyecek bekler mi? Haydi kalk! Kolları sıva. Çalış ve rızkını kazan. Hem kendin ye, hem muhtaçlara yedir.”

(Şeyh Sadi Şirazi)