İngilizce Aşk Sözleri ve anlamları İngilizce Facebook Sözleri İngilizce Msn Nickleri ve Türkçe Anlamları

13 Ekim 2010 Çarşamba


If you show Me reaL Love baby i'll show you mine..
(bebeim eğer bana gercek askını gosterırsen bende sana benımkını gosterırım..)


You see that shackle..? I'm Your sLavee...!
(Kelepcelerı Goruyormusun ? Ben senın KöLenim..)

I've become so numb , i cant feeL you theree..
(Çok hissizleştim , senin burda olduğunu biLe hissedemiyorum..! )

Do you ever wanna run away?Do you locked yourself in your room , with the radio on turned up so loud..No one hears your screaming..

(Hic uzaklara kacmak istedinmi? kendını hıc odana kitledinmi..radyonun kısık sesını arttırarak..Hıc kımse duymaz senın çığlıklarını..)

She said I'm leaving..Cause He cant take the pain..It is hard to continue this love it aint same..
(gidiyorum dedi çünkü acıya dayanamıyordu..bu aşka dewam etmek zordu we hicbirsey aynı değildi...)

Things I loved before, are now for saLe..
(önceden sewdiğim hersy şimdi satılık..)

Here is a little story that I made up So Let's make believe
( benım uydurduğum bir hikaye bu,o zaman kendımızı ınandıralım..)

I'm just a crazy kind of girl I wanna shop around , I've just begun
Don't wanna settle down
( ben cılgın bır kızım alıswerıs yapmak ıstıyorum..daha yenı basladım durulmak ıstemıorm..)

Don't be scared of your shadow You can't hide from your sorrow
( Gölgenden korkma , kaderinden saklanamazsın )

I lie and I lie and I lie till there's no turning back;I don't know why
(Yalan söylüyorum yalan söylüyorum dönüşü olmayana dek;Bilmiyorum neden)

oh tonight you killed me with your smile so beautiful and wild so beautiful
(bu gece gülüşünle beni öldürdün öylesine güzel ve vahşiceki öylesine güzel)

No longer waiting, remove illusions;No more complaining, forget confusion
(uzun beklemeler yok,ilizyonları kaldır;daha fazla yakınmak yok,karışıklığı unut)

I don't know who to trust no surprise;Everyone feels so far away from me
(Bilmiyorum kime güveneceğimi şaşırmadan;Herkes benden uzaktaymış gibi geliyor)

I tried so hard;And got so far;But in the end;It doesn't even matter
(O kadar çok denedim;Ve o kadar uzaklaştım;Ama en sonunda;hiçbir önemi kalmadı)

know that i can't get over you;'cause everything i see is you and i don't want no substitute;baby i swear it's deja vu
(seninle baş edemediğimi bil;çünkü gördüğüm herşey sensin ve yedeğini istemiyorum;bebeğim yemin ederim bu bir deja vu)

No one will love you the way I do;No one will love you;Love you like I do;It will never be the same
(hiç kimse seni benim sevdiğim şekilde sevmeyecek;hiç kimse seni sevmeyecek;benim sevdiğim gibi;asla aynı olmayacak)

I'm so over being blue;Cryin over you;And I'm so sick of love songs;So tired of tears;So done with wishing you were still here;Said I'm so sick of love songs so sad and slow
(Çok hayalciyim;Sana ağlarken;Ve aşk şarkılarına hastayım;Gözyaşlarına çok yorgunum;Senin hala burada benimle olmanı dilerken;Dedi ki aşk şarkılarına hastayım çok üzücü ve yavaşlar)

Strange infatuation seems to grace the evening tide;I'll take it by your side;Such imagination seems to help the feeling slide.
(akşam vakti garip karasevda güzel görünür;bn onu senin yanından alacağımn;böyle hayal gücü hislerin kaymasına yardımcı olur)

I... Take the plan, spin it sideways.I... Fall. Without you, I'm Nothing.
(ben...plan yaparım yol kenarlarına ağ örerim.bn...yenilirim.sensiz ben bir hiçim.)

I've never written a love song.That didn't end in tears.Maybe you'll rewrite my love song.If you can replace my fears.I need your patience and guidance
(Gözyaşları içinde bitmeyen bir aşk şarkısı yazmadım.Belki benim aşk şarkımı tekrar yazabilirsin.Eğer korkularımı silebilirsen.Senin hoşgörüne ve rehberliğine ihtiyacım var.)

You put me through
(sen beni baştan sona ifade ediyorsun)

You won't cry for my absence, I know Because you forgot me long ago.
( Benim yokluğum için ağlamayacaksın, biliyorum. Çünkü Beni çok önce unuttun )

Though I'd die to know you love me I'm all alone.
(Beni sevdiğini bilmek için ölmeye razı olmama rağmen Ben tamamen yalnızım... )

not=alıntıdır...dga önce verildiyse özür dilerim...
bunuda kendim uydurdum;
''i m a flower in your hands...but your hand closed always''
(ben senin ellerinde bir çiçeğim...ama senin ellerin hep kapalı)
2 good 2 be 4 gotten
[Unutulmak icin fazla iyi]

To the world you are just one person but to one person you may be the world
[Dünya icin sadece bir insansin ama bir kisi icin bütün dünyasin]

Is that a gun in ur pocket or are you just happy to see me?
[Cebindeki bi tabancami yoksa beni gördügüne mi sevindin sadece?]

Don't hate the player, hate the game
[Oyuncudan nefret etme oyundan nefret et]

Do you belive in love at first site, or should I walk by again?
[Ilk gørüste aska inanirmisin yoksa tekrarmi geceyim?]

I'm loved by some, hated by many, but wanted by many
[Bazi kisiler tarafindan seviliyorum, bicok kisi tarafindan nefret ediliyorum ama bicok kisi tarafindan arzulaniyorum]

Your are my sunshine, my only sunshine, you make me happy all day long!
so please don´t take my sunshine away from me!
(Sen benim günesimsin, sadece benim günesim, bütün gün beni mutlu ediyorsun!
o yüzden lütfen günesimi alma benden!)

You never get a second chance to make a first impression
(Hic bir zaman 2 bir sansin olmaz birinci izlenim icin)
Honk if you love (name), then drive your car into the nearest tree!
[Hönk, eger (isim) seviyorsan arabani git ve en yakin agaca carp!]

I'm not smiling at you, I'm just trying not to laugh!
[Ben senin haline gülümsemiyorum, sadece kahkaha atmamaya calisyorum]

Love make you blind I know, because you don't see me
[Ask kör eder biliyorum, cünkü beni görmüyosun]

Aren't you tired? You're walking for hours in my head!
[Daha yorulmadinmi beynimin icinde saatlerdir geziyosun!]

Love for all, hate for none, live for all, and die ONLY for one (Herkesi sev, kimseden nefret etme, herkes icin yasa, ve sadece Bir kisi icin canini ver)

No one can understand the meaning of love without being in
(kimse asik olmadan askin anlamini anlayamaz)

| loVe the sUn for days, the mOOn fOr niGhtS aNd yOu fOreveR
(Günesi gün icinde seviyorum, ay'i geceleri seni sonsuz)

If yOu ReAlLy LoVe SoMeThInG sEt iT fReE, iF iT cOmEs BaCk iT's YoUrS
(Eger birini gercekten seviyorsan birak gitsin geri dønerse senindir)

love is like a piece of glass, if u hold it too tyte it will break in ur hands,
if u hold it too loose it will fall down n break
(Ask bir cam bardagi gibidir, elinde fazla sIkI tutarsan eger kirilir,
fazla bol tutarsaniz elinizden düser ve kirilir)

Why does a rose represent love, when a rose always dies?
(Neden bir gül hep ¨soldugu halde aski temsil ederki ?)

To love someone takes a day - but it takes a lifetime to forget someone
(Birini sevmek 1 gününü alir - ama unutmak bir ömür)

I love you like a fat kid loves cake
(Seni bir obur cocugun pastayi sevdigi gibi seviyorum)

Love is missing someone whenever you're apart, but first of all feeling
warm inside because you're close in heart
(Ask bir kimseyi her ayri olusunuzda özlemektir, ama herseyden önemlisi
icinde bir sicaklik hissetmektir kalplerinizin birbirine kenetli olmasindan)

If loving you is wrong, I don't wanna be right
[Seni sevmek suc ise dogruyu istemiyorum]

Love is like war:: Easy To Start Difficult To EndAnd Impossible To Forget!!
[Ask savas gibidir:: Kolay baslarZor biteramaUnutmasi imkansiz!!]

Love Is More Than Just A Kiss
[Ask sadece bir öpücük degildir]

if u r bird,i am sky without ur love i can't fly when u leave me I will die
(Eger sen bir kussan bende bulutum, senin askin olmadan ucamam, beni terkettiginde ise ölürüm)

ஐ๑ஐ๑True love iک like ghoکtک, which everyone talkک about but few haveکeenஐ๑ஐ๑
(Gercek ask hayalet gibidir herkesin hakkjnda konustugu ama sadece bi kac kisinin gördügü)


~ yOu're the Only One fOr me, I wOn't let anyOne get in Our way
(Sen benim birtanemsin, kimsenin bizim yolumuza cikmasina izin vermem)


~ My heart will always remember Our beautiful memOries(L)
( Kalbim hep hatirlayacak bizim güzel anilarimizi )

~ prOmise yOu wOn't fOrget thOse sOft imprints we left in the snOw(F)
(karda biraktigimiz izleri birakmayacagina söz ver)
~ I just think abOut yOu, when I feel sO lOnely
( Kendimi yanliz hissetigimde Seni düsünüyorum )

~ The day I met yOu, I knew yOu were the One(L)
(Seninle tanistigimiz ilk gün benim Birtanem oldugunu biliyordum)

~ When I clOse my eyes, I can feel yOu entering my heart
( Gözlerimi kapattigimda Kalbime girdigini hissedebiliyorum)

~ On the day I met yOu, sO much happiness came tO me
(Seni tanidigim gün öyle cok mutlu oldum ki)


~ I believed that it was too hard to fall in love at first, but that was what I thought before I saw you
(Ilk gørüste askin cok zor olduguna inanirdim, ama bu seni gørmeden ønceydi)


~ When I ran intO lOve, I tOok yOur hand
(Aska kostugumda, senin elindn tuttum)


~ Always be my love
(Herzaman benim askim ol)

~ Wants To Fly Away From Reality (*)
(Gerceklerden uzaga ucmak istiyorum)

~ yOu are tOo goOd tO be true, but i can’t still take my eyes of you
(Gercek olamayacak kadar iyisin, ama hâla gøzlerimi alamiyorum senden)

~ If in my dreams is the Only way tO be with you ,, then please let me dream fOr ever(W)
(Eger rüyalarimsa seinle birlikte olacagim tek yer,, o zaman lütfen birakinda hep rüya göreyim)

~ I Hope, I Wish, I Wait, I Love And that is all because Of yOu!(L)
(Ümid ediyorum, diliyorum, bekliyorum, seviyorum Ve bunlar hep senin yuzunden!)

~ - yOu are my white angel in this black wOrld (*)
(Bu kara dünyada benim beyaz melegimsin sen)

~*[ I believe I’m lOving an angel; with yOur smile & eyes, yOu brOught me tO heaven ]*~
(Bir melege asigim sanirim; Gülüsün ve gözlerinle beni cennete eristiriyorsun)

~ Whatever yOu dO, wherever yOu gO; remember my wOrds, my wOrds ; ILOVEYOU!
(Ne yaparsan yap nereye gidersen git; sözcüklerimi hatirla sözcåuklerim; SENI SEVIYORUM!)
~ Can't Eat, Can't Sleep, Can't Work, Just Thinking About You
(Yemek yiyemiyorum, uyuyamiyorum, calisamiyorum, Sadece Seni dusunuyorum)

~ I remember all the time that i had with yOu, and nOw I really miss you (Seninle gecirdigim zamanimi hatirliyorum, ve simdi seni gercekten cok özlüyorum)

~ × True love has no end (L)
(Gercek askin sonu yoktur)
~ I hate that I lOve yOu__ *
(Nefret ediyorum seni sevmemden)

~×; yOudOn’tknOwhOwmuchilOveyOu
(Seni ne kadar cok sevdigimi bilmiyorsun)

You see that shackle? I’m Your sLavee…!
(Kelepcelerı Goruyormusun ? Ben senın KöLenim)

I’ve become so numb , i cant feeL you theree
(Çok hissizleştim , senin burda olduğunu biLe hissedemiyorum! )

Do you ever wanna run away?Do you locked yourself in your room , with the radio on turned up so loudNo one hears your screaming
(Hic uzaklara kacmak istedinmi? kendını hıc odana kitledinmiradyonun kısık sesını arttırarakHıc kımse duymaz senın çığlıklarını)

She said I’m leavingCause He cant take the painIt is hard to continue this love it aint same
(gidiyorum dedi çünkü acıya dayanamıyordubu aşka dewam etmek zordu we hicbirsey aynı değildi…)

Things I loved before, are now for saLe
(önceden sewdiğim hersy şimdi satılık)

Here is a little story that I made up So Let’s make believe
( benım uydurduğum bir hikaye bu,o zaman kendımızı ınandıralım)

I’m just a crazy kind of girl I wanna shop around , I’ve just begun
Don’t wanna settle down
( ben cılgın bır kızım alıswerıs yapmak ıstıyorumm)

Don’t be scared of your shadow You can’t hide from your sorrow
( Gölgenden korkma , kaderinden saklanamazsın )

I lie and I lie and I lie till there’s no turning back;I don’t know why
(Yalan söylüyorum yalan söylüyorum dönüşü olmayana dek;Bilmiyorum neden)

oh tonight you killed me with your smile so beautiful and wild so beautiful
(bu gece gülüşünle beni öldürdün öylesine güzel ve vahşiceki öylesine güzel)

No longer waiting, remove illusions;No more complaining, forget confusion
(uzun beklemeler yok,ilizyonları kaldır;daha fazla yakınmak yok,karışıklığı unut)

I don’t know who to trust no surprise;Everyone feels so far away from me
(Bilmiyorum kime güveneceğimi şaşırmadan;Herkes benden uzaktaymış gibi geliyor)

I tried so hard;And got so far;But in the end;It doesn’t even matter
(O kadar çok denedim;Ve o kadar uzaklaştım;Ama en sonunda;hiçbir önemi kalmadı)

know that i can’t get over you;’cause everything i see is you and i don’t want no substitute;baby i swear it’s deja vu
(seninle baş edemediğimi bil;çünkü gördüğüm herşey sensin ve yedeğini istemiyorum;bebeğim yemin ederim bu bir deja vu)

No one will love you the way I do;No one will love you;Love you like I do;It will never be the same
(hiç kimse seni benim sevdiğim şekilde sevmeyecek;hiç kimse seni sevmeyecek;benim sevdiğim gibi;asla aynı olmayacak)

I’m so over being blue;Cryin over you;And I’m so sick of love songs;So tired of tears;So done with wishing you were still here;Said I’m so sick of love songs so sad and slow
(Çok hayalciyim;Sana ağlarken;Ve aşk şarkılarına hastayım;Gözyaşlarına çok yorgunum;Senin hala burada benimle olmanı dilerken;Dedi ki aşk şarkılarına hastayım çok üzücü ve yavaşlar)