Kartalkaya'yı Ateşleyenler

29 Şubat 2012 Çarşamba

Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın?




Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar.


Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istediklerini alana kadar denemeye, vazgeçmeden denemeye çağırıyor. Tutkuları cesaretle besleyen kocaman bir ateş yakmak için Burn gençleri ateşlemeye devam edecek.

İçindeki kıvılcımı farket ve büyüt. Burn ateşler.

http://www.facebook.com/BurnTurkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.



Ece Sükan Benim Bloguma Yakışan Sony VAIO'yu Seçti... Sıra Sende!

26 Şubat 2012 Pazar

Sony, en renkli VAIO serisi için Ece Sükan'la güzel bir işe imza attı. Ünlü moda ikonu Ece Sükan, benim bloguma yakışacak olan rengi belirledi. Blogları tek tek inceleyen Ece Sükan içerik, tasarım ve duruşa göre 6 farklı rengi olan Sony VAIO içinden bana siyah VAIO'yu seçti. sony-vaio



Ayrıca Facebook üzerinde yapılmış özel bir aplikasyonla Ece Sükan profil fotoğraflarını inceliyor ve sana yakışan Sony VAIO'yu belirliyor. Sen de fotoğrafa tıklayarak Facebook üzerinden VAIO kazanma şansı yakalayabilirsin…

Bir bumads advertorial içeriğidir.



Rumeli Hisarı'nda Masalsı Bir Aşk Hikayesi!

23 Şubat 2012 Perşembe

"Eski aşklar Yeşilçam'da kaldı" lafı klişe olmaya yüz tutmuşken, fırtınalı sevdalar, çekişmeli ilişkiler günümüzde hem magazin basınında hem de yakın çevremizde -buna kendimiz de dahil- karşımıza bolca çıkıyor. Sevgilimizi elimizden almak isteyen dış mihraplar yoğun şekilde çalışırken bize de biricik aşklarımızı elimizde tutmak için yapmamız gereken çok iş düşüyor. Bu konuya nereden geldiğimi açıklıyorum!







8x4 yeni deodorantları Beauty ve Beast için muhteşem bir project mapping uygulaması daha yapmış. Gösterinin hikayesi kısaca şöyle: romantik bir aşk hikayesi kötü niyetli bir ejderhanın tehdidi altına giriyor. Kahraman erkeğimiz çekici kokusunun da yardımıyla güzel kızı kurtarıyor ve hikaye mutlu bir şekilde sona eriyor.

8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye








Bir bumads advertorial içeriğidir.

16 Adet Özel Düğün Davetiyesi Örneği Birbirinden Harika Düğün Davetiyesi Örneği

20 Şubat 2012 Pazartesi


Önümüz yaz yakında düğünler başlar. Herkes hayatının en tatlı serüvenine hazırlanmaya başlar. Düğün çok özel bir gün ve bu özel güne özel davetiyeler yakışır. Herkesin iyi kötü düğün hazırlıkları olur. Ve sizleri için bu özel davetiye örneklerini paylaşıyorum umarım beğenirsiniz. Bu arada düğün hazırlığı yapan herkese mutluluklar dilerim:)

















Peygamberimizin Örnek Ahlakı, Alçak Gönüllü

16 Şubat 2012 Perşembe

EV İŞLERİNDE
Vefatından sonra eşi ve bütün inananların annesi Hz. Ayşe (r.anha)'ye sorarlar:
“Allah'ın Elçisinin evdeki hali nasıldı?”
Hz. Ayşe (r.anha) cevaplar:
“O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken, elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlar ve yemlerini verirdi. Ayrıca, ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder, hizmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu. Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, birisi "Ey Allah'ın Elçisi! İzin ver ben taşıyayım."dediğinde,
"Her mümin, taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın." derdi.[1]


İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER?
Hz. Ömer (ra), sessizce, dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı. İşte Allah Resûlü'nün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer (ra)'in hıçkırıkları O'nu (asm) uyandırır. Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer (ra) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (asv) hayretle sorar:
“Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?”
“Ey Allah'ın Elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken, Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki Allah'ın Elçisisin... İzin versen de, biz de seni...”
Maksat anlaşılmıştır, Allah'ın Elçisi (asm), gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işareti ile keser ve
"Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı "(Ankebut, 29/64)
ayetini okuduktan sonra ekler:
“İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret te bizim!..”[2]

GÖĞSÜNÜ AÇIP
Bedir savaşından önceki saatlerdir... Son bir kez safları kontrol etmekte, askerine çeki düzen vermektedir. Saftan bir az önde duran arkadaşlarından Hudayr oğlu Üseyd'i hafifçe göğsünden iterek safa girmesini ister. Şakacı bir kişi olan Üseyd ise:
"Ey Allah'ın Elçisi" der "canımı acıttın, izin ver, karşılığını alayım."Hz. Muhammed (asv) hemen önüne geçerek:
"Buyur, al hakkını" der. Üseyd ise son derece ciddi bir tavırla:
"Fakat" der "Ey Allah'ın Elçisi, benim göğsüm çıplaktı, sende ise elbise var " Hz. Muhammed (asv) gömleğini çözerek:
"Haydi" der "şimdi al hakkını."
Peygamberini kucaklayarak öpmeye başlayan Hudayr oğlu Üseyd, bir yandan da
"Ey Allah'ın Elçisi" demektedir. "Anam babam sana feda olsun, istedim ki, hayatım seni öpmekle son bulsun."[3]

HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEM
Arkadaşlarından Rabia oğlu Amir'le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Hz. Muhammed (asv) engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir'e hitap eder:
“Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.”[4]

DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ
İslam'ın ilk büyük meydan sınavı Bedir'e doğru yol alınmaktadır. Deve azdır, ancak üç kişiye bir tane düşer ve sırayla binilir. Hz. Muhammed (asv) ile aynı deveyi paylaşan arkadaşları, kendi haklarından gönüllü olarak vazgeçerler. Sürekli O’nun (asm) binmesini isterler. O ise kabul etmez:
"Siz" der, "benden daha güçlü değilsiniz. Kaldı ki ben de sizin kadar sevap kazanmaya muhtacım."[5]

DOYUNCA HEP AĞLARIM
Hz. Muhammed (asv) 'in vefatından sonraki yıllardır. Bir akrabası Hz. Ayşe (r.anha)'yi ziyaret eder. Hz. Ayşe (r.anha) onun için bir sofra kurdurtur. Ve sonra dayanamayıp ağlamaya başlar. Akraba sebebini sorar. Hz. Ayşe (r.anha):
"Ben doyuncaya kadar her yemek yiyişim de ağlarım," der. Akraba daha da meraklanıp, sorar:
"Niçin?"
“Çünkü Allah'ın Elçisi bütün ömrü boyunca doyuncaya kadar hiç yemedi. Sıkıntı içerisindeydi. Bir günde iki öğün yemedi. Ekmek yediği zaman hurma yemedi, hurma yediği zaman ekmek yemedi. Sürekli başkalarını kendine tercih ettiği için hep böyle yaşadı. Şimdi ise insanlar yediklerini eritmek için ilaç kullanıyor. Hz. Muhammed (asv) bütün ömrü boyunca kızartılmış bir koyunu hiç görmemiştir.”[6]

HERKESTE BİR O'NDA İKİ
Mekkeli düşmanları yanlarına aldıkları bazı çöl kabileleriyle birlikte on bin kişilik bir ordu düzüp, Medine üzerine yürürler. Müslüman mücahitlerin sayısı ancak üç bin kişidir. Şehirde kalıp, savunma savaşı yapmaya karar verirler. Medine'nin etrafına büyük bir hendek kazılmaya başlanır. Hz. Muhammed (asv) kazılan toprağın hendek dışına taşınması işinde çalışmaktadır. Görgü tanığı bir arkadaşının anlatımıyla toz-toprak O'nun (asm) göğüs ve karın derisini örtmüş durumdadır.
Üç gün süren hendek kazımının en zor tarafı, aynı günlerde bütün şiddetiyle devam eden açlık ve kıtlıktır. Arkadaşları, çalışırken, açlıktan düşüp bayılmamak için karınlarına taş bağlamışlardır. Bir ara karşısına dizilirler. Ahirette kendilerinin bu fedakârlıklarına şahitlik etmesini isterler... Ve elbiselerini sıyırıp, taşları gösterirler. O sadece tebessüm eder. Sonra da kendi elbisesini sıyırır... Hz. Muhammed (asv) 'in karnında iki taş birden bağlıdır.[7]


BEN DE ODUN TOPLAYAYIM
Bir yolculuktadırlar... Yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir görev üstlenir. Hz. Muhammed (asv) ' de:
"Ben de ateş için odun toplayayım."der. Arkadaşları önüne geçmek isterler:
"Ey Allah'ın Elçisi! Siz dinlenin biz o işi de görürüz." Hz. Muhammed (asv) bütün ciddiyetiyle cevaplar:
"Gerçekten bunu isteyerek yapacağınızı biliyorum. Ancak ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Bunu Allah'ta sevmez."Ve odunları toplamaya koyulur.[8]

SESSİZCE YATAĞINA UZANIR
Medine'de Hicret'i takip eden ilk günlerdir. Medineli Müslümanlar, bütün maddi varlıklarını Mekke'de bırakıp gelen kardeşleriyle her şeylerini paylaşırlar. Her eve on tane misafir düşmüştür. Hz. Muhammed (asv) de bu evlerden birini başka muhacir arkadaşlarıyla paylaşır. Onlardan biri olan Esved oğlu Mikdad anlatmaktadır:
"Evde, sütleri ile evin geçiminin sağlandığı bir kaç keçi vardır. Keçiler sağıldığında herkes kendi payına düşen sütü içer... Hz. Muhammed (asv) 'in payı kasede kalırdı. Bir gece Hz. Muhammed (asv) eve geç geldi. Herkes kendi payını içerek, yatmıştı. O kâseyi boş buldu, ama sesini çıkarmadı. Sadece şöyle dua etti.”
"Ey bugün beni doyuran Allah'ım, onları da doyur!"
Daha sonra uyanan Mikdad peygamberinin açlığını gidermek için keçilerden birini kesip, pişirmeye davranır. Hz. Muhammed (asv) izin vermez. Onun yerine ikinci kez sağılan keçiden çıkan bir kaç damla sütü içer ve sessizce yatağına uzanır.[9]

BEN KRAL DEĞİLİM
Ebu Hüreyre ile birlikte, çarşıya alışverişe çıkmışlardır. Alış verişi bitirdikten sonra satıcıya tartması için para yerine kullanılan gümüş parçalarını uzatır ve:
"Dikkatli ol, ağırca tart." der. Şaşırarak hiç bir müşterisinden böyle bir teklif duymadığını söyleyen satıcıya Ebu Hüreyre karşısındakinin peygamber olduğunu bildirir... Satıcı derhal Hz. Muhammed (asv) 'in ellerine kapanarak öpmek ister... O izin vermez.
“Bunu İranlılar krallarına karşı yaparlar. Ben kral değilim, içinizden bir insanım...”
Eve dönüş sırasında Ebu Hüreyre yükünü taşımaya yardımcı olmak ister. Ona da izin vermez.
"Kişi, eşyasını, taşıyabiliyorsa, sadece kendi taşımalıdır."[10]

ANCAK ALLAH İÇİN
Arkadaşları, O yanlarına her girdiğinde hızla ayağa kalkmaktadırlar. En sonunda bir gün dayanamaz:
"İranlıların birbirlerini büyük görerek ayağa kalktıkları gibi siz de bana ayağa kalkmayın. Çünkü ben, bir kulun yemek yediği gibi yemek yiyen, bir kulun oturduğu gibi oturan bir kulum."
Bunun benzeri başka bir olayda ise uyarısına şu eklemeyi de yapar:
"Hiç kimse için kalkılmaz. Ancak, Allah için ayakta durulur."
Bundan sonra arkadaşları O (asm) içeri her girdiğinde kendilerini zorla tutarlar ayağa kalkmaz, oturmaya devam ederler.[11]

ÜÇ GÜNDÜR AÇIM
Üç gündür hiçbir şey yiyememiştir... Kızı Fatma (r.anha)'ya giderek evinde yiyecek bir şeyler olup olmadığını sorar:
"Kızım! Sende yiyecek bir şey yok mudur? Ben çok açım."
Fatma (r.anha):
"Canım sana feda olsun babacığım! Yemin ederim ki bende de size yedirecek bir şey yoktur."diye cevaplar.
Bu sırada peygamberliğinin yanı sıra bir devletin de başkanıdır... Başka bir gün kızı Fatma (r.anah) yeni pişirdiği arpa ekmeğinden bir parça da peygamber babasına götürür. Hz. Muhammed (asv) kızına:
"Vallahi kızım, üç gündür baban bir şey yememiştir."der. Bu sırada da devlet başkanıdır.[12]

HİÇBİR GÖSTERİŞ
Veda haccını yapmaktadır... Etrafını yüz bin Müslüman çevirmiş maddi egemenliği ise bütün Arap yarımadasınca kabul edilmiştir. Savaşlardan kendi hissesine düşen paydan, bu hac sırasında yüz deve kestirir ve etlerini yoksul Müslümanlar arasında paylaştırır. Hayatının, zaferinin ve peygamberliğinin sonuna ve zirvesine ulaştığı, adeta bir zafer finali gibi de görülmesi mümkün olan bu haccı yaparken, bindiği devesine ise topu topu dört gümüşlük basit bir kadife parçasını şilte niyetine sermiş, onun üzerinde oturmaktadır. Ve Veda haccını bitirirken ellerini açarak dua eder:
"Allah'ım, bunu, içinde hiçbir gösteriş ve 'desinler' kastı bulunmayan bir hac olarak kabul buyur."[13]

BENDEN GÜZEL KÖLE Mİ OLUR?
Mekke fethedilmiştir... Siyasi ve askeri mücadelesinin zaferle sonuçladığı bir gün yaşamaktadır. Öğle yemeğini ise arkadaşlarıyla birlikte, sokakta, toprağın üzerine oturarak yemektedir. Bu durumu garip sayan, zihinsel özürlü bir kadın laf atar:
"Şuna bakın! Yere oturmuş bir köle gibi yemek yiyor." Hz. Muhammed (asv) tebessüm ederek cevap verir:
"Benden güzel köle mi olur! Çünkü ben de Allah'ın kölesiyim."
Başka bir defasında eşi Hz. Ayşe (r.anha) rica eder:
"Ne olur bağdaş kurarak, biraz daha rahat oturarak yemek ye."Bunun üzerine alnını yere değdirecek kadar öne eğilir.
“Kölenin yediği gibi yerim, kölenin oturduğu gibi otururum, çünkü ben bir kuldan başka bir şey değilim.”[14]

BİR KERE DAHA
Medine'de çıplak bir merkebin sırtında yol almaktadır. Arkadaşlarından Ebu Hureyre'ye rastlar.
"Seni de merkebe bindireyim mi?" diye sorar.
"Olur ey Allah'ın Elçisi." deyince:
"Bin."der.
Ebu Hüreyre sıçrar, fakat binmeye güç yetiremeyince Hz. Muhammed (asv) 'e tutunmak ister ve ikisi beraber yere yuvarlanırlar. Tekrar merkebin üzerine binen Hz. Muhammed (asv), Ebu Hureyre'ye:
"Bir daha dene."der.
Fakat ikinci denemede başarısız olur ve yine beraberce toprağa yuvarlanırlar. Hz. Muhammed (asv) bir kez daha merkebe biner ve en küçük bir kızgınlık eseri göstermeden, Ebu Hureyre'ye:
"Haydi, bir kere daha..."der..[15]

HABBAB DÖNENE KADAR
Eret oğlu Habbab Mekke'den hicret etmiş, ilk Müslümanlardan, azatlı bir köledir. Yani toplumun en alt kategorisinde kabul edilen insanlardan... Medine'de Hz. Muhammed (asv) tarafından uzun sürecek bir göreve gönderilir. Tekrar evine dönüp, günlük işlerinin başına dönünceye kadar ise o işleri her gün Eret oğlu Habbab'ın evinde bizzat Hz. Muhammed (asv) görür. Evin kadınları süt sağmasını bilmedikleri için sığır ve keçileri her gün Hz. Muhammed (asv) tarafından sağılır. Ailenin, erkeğin yokluğundan etkilenmesine izin vermez.[16]

ONLARIN ARASINDA BULUNACAĞIM
Yeni Müslüman olmuş ve görgü, nezaket kurallarından habersiz göçebe Arapların kendisini rahatsız etmeleri, amcası Hz. Abbas için ciddi bir üzüntü konusu olmaktadır. Bir gün yine böyle bir grup tarafından çevrelenmiş, tozun toprağın üzerinde ve kızgın güneşin altında yeğenini gören amca dayanamayıp, der:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bari sana bir çardak yapsak da hiç olmazsa güneşten korunsan! Müslümanların dertlerini orada dinlesen."
O cevap verir:
"Hayır. Allah beni kendi katına alıncaya kadar, ben onların arasında bulunacağım. Ökçeme basmalarına, elbisemi çekiştirmelerine ses çıkarmayacağım."[17]

HAYIR! AÇIM!
Oturarak namaz kıldığını gören Ebu Hureyre sorar:
"Ey Allah'ın Elçisi! Hasta mısın?"Cevap verir:
"Hayır, açım!"[18]

ALLAH YOLUNDA
Cebel oğlu Muaz'ı Yemen'e vali atamış, uğurlamaktadır. Kendinin at üstünde, Hz. Muhammed (asv) 'in ise yaya olmasından utanan Muaz:
"Ey Allah'ın Elçisi! İzin verirsen ben de inip, seninle beraber yürüyeyim."der.
Teklif kabul edilmez.
"Ey Muaz! Bu adımlarımın Allah yolunda atılan adımlar olmasını arzu ediyorum."[19]

DÜNYADAN KONUŞTUĞUMUZDA
Önde gelen vahiy yazıcılarından Sabit oğlu Zeyd anlatmaktadır:
"Ben Hz. Muhammed (asv) 'in komşusu idim. Ona vahiy indiği zaman bana haber gönderirdi. Ben de, gider vahyi yazardım. Biz Onun yanında dünyadan konuştuğumuzda o da dünyadan, ahiretten konuştuğumuzda o da ahiretten, yemekten konuştuğumuzda o da yemekten konuşurdu. Demek istiyorum ki bize uymakta ve bizim seviyemize inmekteydi."[20]

BÜYÜK ALLAH'TIR
Yabancı bir heyet ziyaretine gelir. Söze iltifat ederek girmek isterler ve:
"Sen bizim büyüğümüzsün." derler. O cevap verir:
"Büyük Allah'tır." Heyettekiler:
"Öyleyse, sen bizim en üstünümüz ve en güçlümüzsün." derler. Bunu da hoş görmez:
"Çok ileri gitmeyin. Şeytan inanmadığınız şeyleri size söyletmekle, doğruluktan sizi ayırmasın."[21]

GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM
Hz. Muhammed (asv) boy abdesti almaktadır. Arkadaşlarından biri de örtü tutarak O'nu perdeler. Abdest bitince Hz. Muhammed (sav) :
"Gel, şimdi ödeşelim."der. Arkadaşının aksi ısrarına rağmen bu kez de O, ona örtü tutar. Arkadaşının:
"Ey Allah'ın Elçisi! Niçin zahmet ediyorsunuz." sözüne;
"Zahmeti yok diyerek." cevap verir.[22]

HANGİ YOLDAN İSTERSEN
Zihinsel özürlü bir kadın mescidden içeri girer...
"Ey Muhammed (asv) gel benim evimdeki işlerimi gör."der. Hz. Muhammed (asv) tebessümle, fakat ciddi bir ses tonuyla:
"Hangi yoldan gitmek istiyorsan kalk gidelim." der ve kadının peşine takılır, giderler... Peşlerinde de hayret ve hayranlık içerisindeki arkadaşları...[23]

ARKADAŞ SAKİN OL
Yeni Müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe Arap heyecanından, karşısında titremektedir. Hz. Muhammed (asv):
"Arkadaş, sakin ol. Ben kral değilim. Kureyş kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum." der.[24]

YERYÜZÜ DOLUŞUNCA
Bir arkadaşına, yanlarından geçen birini göstererek sorar:
"Bu kişi hakkında ne dersin?"
Arkadaşı:
"Toplumun önde gelenlerindendir. Kimi istese evlendirirler. Bir işi için kimden yardım istese, yardım ederler.”
Hz. Muhammed (sav) susar. Az sonra geçen başka birini göstererek yine aynı soruyu sorar. Arkadaşı bu kez de:
"Bu, çok fakirdir. Ne kız verirler, ne işine yardım ederler." der
Hz. Muhammed (sav) bu kez susmaz:
“Ama bu fakir yeryüzü doluşunca, ötekinden hayırlıdır.”[25]

KUYUYU GERİ ALMASI
Düşmanla yapılan savaş sırasında ele geçen bir kuyuyu, ganimet payı olarak isteyen Sahr, Hz. Muhammed (asv) 'den istediğini alır. Fakat kuyunun sahibi olan düşman kabilesi daha sonra Müslüman olur. Şimdi bütün mallarını geri almaktadırlar. Hz. Muhammed (asv) utangaç bir tavırla Sahr'a gelerek başını önüne eğer ve kuyuyu geri vermesi gerektiğini söyler. Sahr hiç itiraz etmez.
"Pekiyi, ey Allah'ın Elçisi!"der.
Hz. Muhammed (asv) kendi eliyle verdiği bir şeyi geri istemek mecburiyetinde kaldığı için kıpkırmızı olmuştur.[26]

DUANDA BENİ DE UNUTMA!
Hz. Ömer (ra) kendisinden umre yapmak üzere Mekke'ye gitmek için izin ister. O sevinerek izin verir ve öğütler:
"Kardeşim! Duanda beni de unutma."
O gün Hz. Ömer (ra)'in anlatımıyla hayatının en sevinçli günüdür.[27]

HZ. FATMA’NIN ÇEYİZİ
Kendine en çok benzeyen ve kendinden geriye kalan tek çocuğu Hz. Fatma (r.anha)’yı evlendirirken, ona çeyiz olarak verebildikleri,yorgan yerine kullanılan kadife bir örtü, yaygı, elek, havlu, bir bardak, bir el değirmeni, bir tulum, iki su testisi, içi hurma lifi dolu bir deri minder, deriden yapılmış bir kap ve bir kırbadan, ibarettir. Yorgan yerine verilen kadife örtü kısa olduğu için başa çekilince ayak, ayağa çekilince de baş açıkta kalmaktadır.[28]

BİZ ONU KATIK YAPAR YERDİK
Hz. Muhammed (asv) 'den sonraki yıllardır. Hz. Ayşe (r.anha), çevresindekilere, bir akşam babası Hz. Ebubekir (ra) tarafından kendilerine gönderilmiş bir koyun paçasını, eşi Allah'ın Elçisi (asm) ile beraber nasıl parçaladıklarını anlatmaktadır. Dinleyenlerden biri şaşkınlıkla sorar:
"Bu işi karanlıkta mı yaptınız?"
Hz. Ayşe (r.anha) acı bir gülümsemeyle cevaplar:
"Lambaya koyacak yağımız olsaydı, biz onu katık yapar, yerdik."[29]

BEN ÇOBANKEN
Bir kaç arkadaşı, ellerinde arak isimli bir ağacın dikenli meyveleri de bulunduğu halde yanına girerler. Meyvelerin ham oluşu dikkatini çeken Hz. Muhammed (asv) son derece doğal bir şekilde:
"Bu ağacın meyvesini esmerleşip de tamamen olgunlaştığında toplayın. Ben çobanlık yaparken bunlardan toplar ve yerdim."der.
Bu sırada Arap yarımadasına ve yüzbinlerce inananın gönüllerine hâkim bir peygamberdir.[30]

DOĞRUYU SÖYLEYİN
Bazı Müslüman genç kızlar, "Bizim aramızda öyle bir peygamber var ki, yarın ne olacağını bilir." dizelerini de içeren bir ilahi söylemektedir. Bunu duyan Hz. Muhammed (asv), kızları uyarır:
"İlle de bir şey söyleyeceksiniz, doğruyu söyleyin."[31]

_____________________________________
[1] Kadı İyaz, Şifa-ı Şerif, s.132.
[2] M.Yusuf Kandehlevi, Hayatü's Sahabe, II/412.
[3] M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, II/492.
[4] M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, III/154.
[5]M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, III/219.
[6]M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, I/381.
[7]Ebu’ş Şeyh el İsbehani, Hz. Muhammed (asv) ’in Edeb ve Ahlakı, s.58/236.
[8]Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/63.
[9]Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, III/188.
[10]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., III/156, 157; Kadı İyaz, a.g.e. s.132.
[11]M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., III/68; Kadı İyaz. a.g.e., s.129.
[12]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., I/383 ve IV/482.
[13]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., III/15; Kadı iyaz. a.g.e., s.130.
[14]Ebu'ş-Şeyh el-isbehani, a.g.e. s.64; Ed: Prof. Dr. İ. Lütfi Çakan, Hz. Peygamber ve Aile Hayatı, s.275; M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., III/153; M.Fethullah Gülen. Sonsuz Nur, II/122.
15]İmam-ı Kastalani.Mevâhib-ı Leduniye, s.331.
[16]Afzalur Rahman, a.g.e., I/66.
[17]İbrahim Refik, a.g.e., s.109.
[18]M.Fethullah Gülen, a.g.e., II/234.
[19]İbrahim Refik, Güllerin Efendisi s.160.
[20]M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., III/123.
[21]M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., III/109.
[22]M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., III/339.
[23]Ebu'ş-Seyh el-İsbehani, a.g.e., s.58; M.Fethullah Gülen, a.g.e., I/339.
[24]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., III/153.
[25]Abdurrahman Azzam, Peygamberimizin Örnek Ahlâkı, s.86.
[26]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., II/575.
[27]M. Yusuf Kandehlevi. a.g.e., IV/93.
[28]İbn Sa'd, Et-Tabakat el-Kûbrâ, VIII/23.
[29]Ebu Abdullah Muhammed (asv) bin İsmail Buhari. Sahih.Nafakat. s.7.
[30]İbn Sad. a.g.e., I/107.
[31]M.Fethullah Gülen, a.g.e., II/123.








İnsanların En Cömerdi


Hz. Muhammed (asv), insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi. Ramazan'da Cebrâil (as) ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil (as), her Ramazan gecesi Onun (asm) yanına gelir, ona Kur'an öğretirdi. Cebrâil (as) şöyle derdi:

"Allah'ın Râsulü, bereket getiren rüzgârlardan daha cömerttir." (Müslim, Fezâil, 12, 2308)
Malı olmayan kişide hırs değil kanaat olmalıdır. Malı olan kişide ise cimrilik değil cömertlik olmalıdır.


İKİ ALTINDAN KURTULMAK

Bilal-i Habeşi anlatır:
Allah'ın Elçisinin hesaplarını ben takip ediyordum. Bir fakir kendisinden yardım istediğinde bana emreder, eğer elimizde para yoksa birinden borçlanarak o fakirin ihtiyacını görürdük. Bu durumu bilen ve Hz. Muhammed (asv)'e de sempatisi olduğu zannedilen zengin bir putperest bir gün bana:
"Eğer borç para ihtiyacınız olursa, sağa sola gitme hepsini ben karşılayayım." dedi. Biz de onun sözüne ve iyi niyetine güvenerek öyle yapmaya başladık. Borcumuz bir hayli kabarmıştı. Ve zengin putperest gerçek niyetini ortaya koydu. Çarşıda rastladığı bir sırada bana:
"Ey zenci!" diye bağırdı.
"Ne var?" dedim.
"Aybaşına kaç gün kaldı biliyor musun?" dedi.
"Biliyorum, az kaldı." cevabını verince;
"Hele bir aybaşı olsun görürsün. O gün alacaklarıma karşılık seni rehin edip, yeniden köle yapacağım." dedi.
Bu tehdit çok ağırıma gitmişti. Hemen Allah'ın Elçisi'nin yanına varıp durumu anlattım. O da üzüldü. Fakat Allah'a tevekkül etti ve derhal bir çare aramaya koyuldu.
Ben çıkıp eve gittim. Fakat o gece üzüntümden gözümü kırpmam mümkün olmadı. Sabah namazı vakti, Allah'ın Elçisi’nin beni çağırdığını söylediler. Hemen kalkıp gittim. Yüzü gülüyordu. Bana kapıda duran üzeri mal yüklü dört deveyi göstererek:
"Müjde ey Bilal!.. Bunlar az önce Fedek hükümdarından hediye geldi. Hemen satıp borçlarımızı ödeyelim." dedi.
Derhal emrini yerine getirdim. Başta o putperest olmak üzere hiç kimseye hiçbir borcumuz kalmadıktan sonra, gelip durumu kendisine de haber verdim. Bana:
"Bir şey arttı mı?" diye sordu
"Evet, ey Allah'ın Elçisi!  İki altın kaldı!" dedim.
"Beni o iki altından da kurtar. Sen onları da ihtiyaç sahiplerine vermedikçe ben eve gitmem." dedi.
O sırada mescidde oturuyordu. Bütün Medine'yi araştırmama rağmen ertesi gün akşama kadar o iki altını da verebileceğim gerçek ihtiyaç sahiplerini bulamadım. En sonunda Medine'ye henüz gelmiş iki yoksul yolcu için alışveriş yaparak onları da elimden çıkardım. Ve mescide gelip durumu Allah'ın Elçisine bildirdim. O da Allah'a hamd ederek, iki günlük bekleyişten sonra, nihayet kalkıp evine gitti.[1]

NE GÜZEL BİR HIRKA

Bir gün hanım Müslümanlardan biri kendi eliyle ördüğü bir hırkayı getirip O'na hediye eder. Sırtında yeni hırkasıyla arkadaşlarının arasında mescidde oturmaktadır. Arkadaşlarından biri hırkayı çok beğenir ve Hz. Muhammed (asv)'in herkesçe bilinen cömertliğinden de cesaret alarak,
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu ne güzel bir hırka! Bana hediye eder misin?" der. Hz. Muhammed (asv) hiç sesini çıkarmadan ve tavırlarıyla da herhangi bir hoşnutsuzluk ifade etmeden, hırkayı sırtından sıyırır ve ona uzatır.[2]

DÜĞÜN YEMEĞİ

Arkadaşlarından biri evlenmektedir. Fakat adet olan düğün yemeğinde ikram edebileceği hiçbir şeyi yoktur. Durumu haber alan Hz. Muhammed (asv) evindeki unun tamamını ona hediye eder. Kendi evinde hiç yiyecek kalmaz.[3]

SÜTÜN HEPSİ MİSAFİRİN

Uzaktan gelen bir misafir Hz. Muhammed (asv)'in evinde gecelemektedir. Akşam yemeği olarak da sadece biraz keçi sütü vardır. Misafir hepsini içer. Kendilerine hiçbir şey kalmadığı için Hz. Muhammed (asv) ailesi geceyi aç geçirirler. Şikâyet etmezler.[4]

BUNUNLA EMROLUNDUM

Bir gün yanına fakir bir göçebe Arap gelir. Kendisine bir şeyler vermesini ister. Fakat o gün Hz. Muhammed (asv)'in mal ve para cinsinden hiçbir şeyi yoktur.
"Şu an sana verecek bir şeyim yok. İhtiyacın ne ise onu benim adıma satın al. Sonra ben o borcu öderim." der.
Fakir sevinerek çıkar, gider. Fakat yanındaki arkadaşları kendisini bu kadar zorlamasına üzülmüşlerdir. Bir tanesi, ayağa kalkar:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu şahıs daha önce de iki-üç kez geldi, senden bir şeyler istedi verdin. Şimdi ise elinde hiçbir şey yok. Gücünüzün yetmediği bir sorumluluğu herhalde Allah size yüklemez!"
Duydukları kendisini hoşnutsuz etmiştir. Sonra başka bir arkadaşı da ayağa kalkıp, konuşur:
"Ey Allah'ın Elçisi! Dilediğin kadar ver! Arş'ın sahibi olan Allah beni fakir eder diye de korkma!"
Yüzünde bir tebessüm yayılır. Sözünü herkese duyurur:
"İşte ben de bununla emrolundum."[5]

HEPSİ BİZİM OLDU

Hz. Ayşe (r.anha) anlatır: Bir gün bir koyun kesmiş ve bir bud dışında bütün eti dağıtmıştık. Allah'ın Elçisi:
"Koyunu ne yaptınız?" diye sordu. Ben, bir bud dışında hepsini dağıttığımızı söyledim.
"Ey Ayşe; demek ki bir bud dışında hepsi bizim oldu." dedi.[6]

DEVE ZİYAFETİ

Amr oğlu Nuayman en şakacı arkadaşlarındandır. Ne var ki şakaları herkesin kaldırabileceği cinsten de değildir. Bir gün mescide namaz kılmaya giren bir göçebe Arabın devesini keser... Mescidden çıkınca devesini yerde kesilmiş olarak gören Arap ağlayıp, bağırmaya başlar. Gürültüye toplanan insanlar Hz. Muhammed (asv)'e:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bunu yapsa yapsa Nuayman yapar." derler. Nuayman bulunur ve suçunu itiraf eder. Kendisine "Niçin?" diye sorulduğunda ise, Hz. Muhammed (asv)'e dönerek utangaç bir tebessümle:
"Ey Allah'ın Elçisi! Siz nasıl olsa devenin bedelin ödersiniz diye düşünüp, hepimize bir ziyafet çekelim istedim." der.[7]

BORCUNU İKİ KAT

Birisinden yüz yirmi kilo ödünç tahıl almıştır. Alacaklı sıkışınca gelip borcunu ister. Hz. Muhammed (asv) yüz yirmi kilo borcuna karşılık olarak verir. Sonra bir yüz yirmi kilo da, kendisine darda kaldığı bir zamanda borç vererek iyilik etmiş olduğu için hediye olarak verir.[8]

_______________________________________________
[1]M. Yusuf Kandehlevi, Hayat-üs Sahabe (ll), shf:333.
[2]İmam-ı Kastalani, Mevahib-i Ledüniyye, shf:348.
[3]Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi (l), shf:60.
[4]Afzalur Rahman, a.g.e.(l). shf:60.
[5]İmam-ı Tirmizi, Şemâil-i Şerif, shf:353.
[6]Gerçeğe Doğru, (II). shf:16-34.
[7]Bekir Sağlam, Model İnsan, shf:76.
[8]Afzalur Rahman, a.g.e.(l), shf:4l

Başarı üzerine söylenmiş en güzel sözler. Ünlü bilginlerin başarı sözleri.

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın. Theodore Roosevelt
İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır. Jean Paul Sartre 
İnsanın yaşam düzeyini bilinçli bir çabayla yükseltme konusundaki tartışma götürmez yeteneğinden daha cesaret verici bir gerçek bilmiyorum. Henry Davıd Thureau 
Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil. Ben Sweetland
Ahlak konusunda en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınır. Mark Twaın
Deneyim düşüncenin, düşünce ise eylemin çocuğudur. B. Dısraelı
İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir. W.E.Demıng
Coşku, zekadan daha önemlidir. Albert Eınsteın 
Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur. Ziya Gökalp
Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. Mark Kay
Yapabildiğimiz herşeyi yapsaydık, buna kendimiz bile şaşardık. Thomas Edison
Başkaları için duyduğun kaygı, kendin için duyduğun kaygıların önüne geçtiği zaman olgunlaşmışsın demektir. John Mac Noughton
Zenginlik ve güzellikle birlikte bulunan ihtişam geçicidir ve kolay zedelenebilir. Erdemse muhteşem ve ölümsüz bir servettir. Sallust
Başkaları yararına iyi bir şey yapmak görev değil, zevktir. Çünkü sizin sağlık ve mutluluğunuzu artırır. Zoroaster
Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir. Sokrates
Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir. Leonardo da Vinci 
Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracagınızdan emin olabilirsiniz. Henry Wadsworth Longfellow
Bir kitap bir aynadır. Ona bir eşek bakacak olursa karşısında elbette bir evliya görmez. Goergo C.Lıchtenberg
Öykü sözcüğünün kökeni depo kelimesidir. Bu nedenle öykülerin birer depo oldukları söylenebilir. Şeyler öykünün içinde saklanırlar ve bu şeyler anlamdır. Mıchael Meade
Çömez yakınıyormuş: "Bize öyküler anlatıyorsun ama anlamlarını açmıyorsun." Usta yanıt vermiş: "Biri sana meyveyi çiğneyerek ikram etse hoşuna gider miydi?" Paul Brunton
Oğlum, bütün hayatımı kolların ve ayakların belirlemeyecek. Hayatına asıl yön verecek olan beynin ve kalbindir. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, bütün engelleri yenip ona ulaşabilirsin. Shelton Skelton 
Dünyanın acı ile dolu olduğu doğrudur ama bir çok insan da bunun üstesinden gelmektedir. Helen Keller 
Büyük düşler kuranlar düşlerini gerçekleştirmez, aşarlar. Alfred Lord Whıtehead
Arzu varsa çözümde vardır. Anonim
Olumsuz düşünceleri zihinsel canavarlar halini almadan önce yok edin. Anonim
Sizi korkutan her deyim size güç, cesaret ve güven kazandırır. Kendinize "Ben bu dehşeti yaşadım. Bundan sonra gelecek şeylere hazırım" dersiniz. Eleanor Roosevelt
Kimi insanlar yaşamımıza girer ve çıkarlar. Kimileride bir süre yaşamamızda kalır ve kalbimizde ayak izlerini bırakırlar, o zaman bir daha asla aynı insan olamayız. Anonim
İnsanın ruhu felç olmaz. Soluk alabiliyorsanız, düş de kurabilirsiniz. Tavuk suyuna çorba 
Yeterince sevginiz varsa dünyada ki en mutlu ve en güçlü insan olursunuz. DR. Emmet Fox
Hata değil çare bulun. Henry Ford
Annem Help, "Herkesin kaderini kendisinin çizdiğine inanırım. Yaradanın sana verdiğiyle en iyisini yapmalısın" derdi. Forrest Gump Filminden 
Düş kurmak değil, bir düşe sahip olmamak budalalıktır. Clıff Clavın, Cheers
Başkalarına yardımcı olmak için elinize her zaman büyük fırsatlar geçmez, ama küçük fırsatlar hergün çıkar. Sally Koch
Deneyim: En acımasız öğretmen odur. Fakat en iyi öğretmen de odur. C.S. Lewıs
Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor. Plato
"Sana bütün bunları kim öğretti, Doktor?" Yanıt anında geldi. "Acı çekmek." Albert Camus, Veba
İnsan yaşamanın amacı başkalarına hizmet etmek, şefkat göstermek ve yardımcı olmayı istemektir. DR. Albert Schweıtzer
Kendinizi tanıyıp ifade etmek onu inkar etmekten çok daha kolaydır ve başarırsanız lidelikte ödüllendirilirsiniz. Warren Bennıs
Bir değişim, bze gelişme fırsatını sağlayacak olan bir sonraki değişime yol açar. Vıvıen Buchen
Başarıya ulaşıp sıcrama yapan bireyler, aynı zamanda değişimin ustaları olacaklardır. R. Kanter
Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmasından şikayet ederiz. Cenap Şehabettin 
Dünyada bir çok kabiliyetli kişiler, küçük bir cesaret sahibi olmadıkları için kaybolurlar. Sydney Smıth
Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir. L.Y. Rauke 
Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard
Mevcut bilgi birikimimizle öyle sorunlar yaratırız ki aynı birikimimiz bu sorunları çözmemize yetmez. A. Eınsteın 
Bilgi, tek başına ekonomik bir kaynak değildir. Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir. P.Drucker
Hayatta rasladığım herkes, bir bakımdan bana üstüdür. Bu yüzden kendisinden bir şeyler öğrenebilirim Emerson
İlk çağlarda güçlü olan, endüstri çağında zengin olan kazanırdı. Bilgi çağında ise bilgili olan kazanacaktır. A. Toffler
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşısındakilerinin anlayabiceği kadardır. Mevlana
İlim ilim demektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır. Yunus Emre
Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar. Bacon
Güçlükler başarının değerini artıran süslerdir. Molıere
Hayatta başarılı olanlar, kendilerine gereken bilgileri öğrenmekten bir an geri kalmazlar ve hadislerin sebeplerini her zaman araştırırlar. Rudyard Kıplıng
Ne başarırsanız başarın, size yardım eden mutlaka vardır. Athea Gıbson
En sıradan iş bile büyük başarılar getirme potansiyeline sahiptir. H.Jackson Brown
Başarılarını gizlemek en büyük başarıdır. La Rochefoucauld
Okunu hedefden öteye atan okcu, okunu hedefe ulaştıramayan okcudan daha başarılı değildir. Motnagıne
Para asıl parayı çekerse, başarı da başarıyı çeker. Chamfort
Büyük işler başarmak isteyen kimse, ölüm yokmuş gibi davranmamalıdır. Vauvenaroues
Başarı isdediğini elde etmek, mutluluksa elde ettiğini sevmektir. Brown
Büyük aşkların ve büyük başarıların büyük riskler içerdiğini unutma. Kim iyi yaşamış, bol bol gülmüş ve çok sevmişse, başarıyı yakalamış demektir. Bessıe Anderson Stanley
Ders alınmış başarısızlık başarı demektir. Malcom S. Forbes 
Başarı insana belki çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir. Çin Atasözü 
Mağlubiyete uğrayınca ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar. Germaın Martın 
Başarısızlıklar, kuvvetlilere daha da kuvvet verir. Saınt Exupery
İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir. Andre Gıde 
Her şeyin mühim noktası, başlangıçtır. Eflatun 
Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur. Cıcero
Ya başlamamalı, ya daa bitirmeli. Ovıdıus
Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur. Victor Hugo
Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar. Hz. Ali
Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir adamın tembelliğinden iyidir. G. Gracıan
Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olamk şartdır. Balzac
Hiçbir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şeye beslemsin. Schıller
Bilgi insanı şüpheden, iyiylik acı çekmekten, kararlı olmak korkutan kurtarır. Konfüçyus
Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefelerini bastırmayan insan pek enderdir. Byron Langenfeld
Büyük adam büyük olduğunu; fakat büyüklüğünün küçüklük olduğunu bilir. Andre Mauroıs
"Bundan yirmi yıl sonra yapyınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Öyleyse demir alın ve güvenli limanlardan çıkın, rüzgarları arkanıza alın, araştırın hayal edin ve keşfedin." Mark Twaın

İyi bir kafaya sahip olmak yetmez; mesele onu iyi kullanmaktır. Rene Descartes
İnsan beyni sahibinin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer. A. R. Wallece
Hayal gücünden daha önemlidir. Albert Einstein
Yapacağın ilkşeyi kafanda net olarak görmelisin. Alex Moorison
Güzel cevap her zaman daha güzel soruyu sorana verilir. E. E. Cummings
En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır. C. Floru
İyiliği, hastalığı, sefaleti, mutluğu, zenginliği, fakirliği yapan zihindir. Edmund Spencer
Vücutlarımız bahcemizdir... Niyetlerimiz de bahcıvanımızdır. William Shakesreare
Gerekeni yap ve güce sahip ol. Emerson
Gülümseyin: öyle samimi ve sıcakolun ki her sıktığınız ele, ruhunuzu da katın. Dale Carnegia
Akli resimler zihni kalıbımızın biçimlenmesine yardım eder. Robert Collier
"Vereceğimiz bilinçli komutlarla beyin merkezlerimizi geliştirebilecek, böylece şimdilerde düşleyemeyeceğimizi kullanabileceğiz". DR. Frederic tilney
"Harukulade şeyler ancak, içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır." Barton
Yapabilirler çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar. Virgil 
İnsanlar arasında fark ufaktır. Ancak bu ufak fark büyük farklılığa yol açar. Ufak farklar tutumlardır. Büyük farklılık ise bu tutumun olumlu veya olumsuz olduğudur. C.Lement stone
"Ben hayatımın hiçbir anında karamsallık nedir tanımadım." M. Kemal Atatürk
"Güzel bir düşünce de ibadet sayılır." Ahmet İbşihi
Büyük adamlar olmassa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Gaulle
Kararlılık insan iradesinin uyandırma zilidir. Anthony Robbins
"Yapmak istediğin herşeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararıda mutlaka gerçekleştir. Benjamin Franklin
"Kişinin geleçe dönük umutları şimdiki gücünün kaynağıdır." Maxwel
"Bilinçlik potansiyeli, insan tarafından henüz keşfedilmemiş, en son ulaşılabiliecek alan olarak kalmıştır. Henüz keşfedilmemiş bir ülke gibidir." 
Limiti koyan zihindir. Zihin bir şeyi yapabileceğini kestirebiliği kadar başarılı olur. Yüzde 100 inandığın sürece her şeyi yapabilirsiniz. Arnold Schwarzenegger
"İnsan yalnız tek bir istemeli ve durmadan hep onu istemeli, o zaman onu elde edeceğimizden emin olabiliriz." Andre Gide 
"Eğer hepimiz, yapabileceğimiz her şeyi yapsaydık, şaşkınlıktan kendi aklımızı başımızdan alırdık. Thomas Edison
"Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğidir." Thomas Edison
"Yetenekler ortaktır; herkes onlara sahiptir ama nadir olan yeteneklerimizin bizi götürdüğü yere gitme cesaretidir." Anonim
Allah´a dyan, sa´ye sarıl, hikmete ram ol... yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. Mehmet Akif Ersoy
Eğer sizde deha varsa çalışkanlık bunu inkişaf ettirir. Eğer yoksa onun yerini doldurur. Reynolds
"Gerçek başarı başarısızlık korkusunu yenebilmektir." Sweeney
"Ne geçmiş vardır ne gelecek; sadece sonsuz bir şimdi vardır." A. Cowley
Büyük adamlar olmassa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Schopen haver

"Benim kuşağımın yaptığı en büyük keşiflerden biri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamını da değiştirebileceği gerçeğini bumasıdır. 
"Başarı,küçük hataların ve başarısızlıkların biraz ilerisinde duran şeydir." T. J. Watson
"Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemide cennet yapabilir. " John Milton 
"Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim." Alphonse Kann
Kişinin geleceğe dönük umutları şimdiki güçünün kaynağıdır. Maxwel
Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan zevk almazlar." Emile Raux
Bir gemi doğuya gider, biri batıya. Esen aynı rüzgarla: hangi yöne gidebileceğini belirleyen rüzgar değil, yelkendir. Ella Wheeler Wilcox
Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard
Ölçülebileni ölç, ölçülenmeyeni ölçülebilir yap. Doğanın kitabı matematiksel bir dille yapılmıştır. Galileo
Bazı yenilgilerin nedeni, insanların işi yarıda bıraktıklarında, başarıya ne kadar yakın olduklarını bilememeleridir. Thomas Edison 
Pek çok konuda başarı, başarmanın ne kadar vakitalacağını bilmeye bağlıdır. Montesgieu
Gücünü aşan rolü üzerinde alırsan, bu rolü, iyi oynamadığın gibi yapabileceğin rolüde terk etmiş olursun. Epiktotes
Demir mıklatısa aşıktır. Hep ona doğru koşar, zaferde sabra aşıktır ve devamlı ona koşar. Sühreverdi
Beklemeyi bilen insan herşeyi elde edebilir. Benjamin Disraeli
Dünyada yeteneksiz insan yoktur. Sadece iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır. Angle Peartri
Kendi kendisiyle barış yaşamak istiyorsa; müzisyen müzik yapmalı, ressam reim yapmalı, şair şiir yazmalıdır. Abraham Mazlow
Tembel insan yoktur. Sadece kendisine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları olmayan insanlar vardır. Anthony Robbins 
Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağımız korkusudur. Albert Hubbard
Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonrada alışkanlıklarımız bizi oluşturur. John Dryden 
Alışkanlık hizmetkarların en iyisi, efendilerin en kötüsüdür. Nathanıel Emmons
Başarının sırrı işini tatile çevirmektir. Mark Twin
İyi yada kötü bir şey yoktur, fakat biz düşüncelerimizle iyi veya kötüyü yaratırız. William Shakespeare
Her eylemin atası düşüncedir. Ralph Waldo Emerson
Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Theodore Roosevelt
Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Latin Atasözü 
Kişisel başarı için televizyonunuzu öldürün. Steve Chandler
nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Alex Morrison 
Cesaretimi kaybetmiyorum, çünkü vazgeçilen her yanlış girişimileri doğru atılmış yeni birr adımdır. Thomas Edison 
En iyi dost, bendeki en iyi yönleri ortaya çıkaran insandır. Henry Ford
Yapabileceğinize de inansanız, haklı çıkarsınız. Henry Ford
İnsanın sağlığını koruyan iki faktör vardır. İşini sevmesi ve hayatı sevmesi. Sigmund Freud
Stresten kurtulmak için görevini en iyi şekilde yapın. Hans selye
Yapmak istediğiniz şeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararı da mutlaka gerçekleştir. Benjamin Fraklin
Batan güneş için ağlayın, yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin. Dale Carnegde
Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı yenilgiye uğramamıştır. Sadece pes etmişlerdir. Paul J. Meyer
İnsan bir şeyi, çok ciddi olarak arzu etmeye görsün, hiçbir şeyi erişilmeyecek kadar yüksekte değildir. Hans C. Andersen
Düşünceler gayeyi doğurur. Gayeler eyleme dönüşür, eylemler alışkanlıkları oluşturur. Alışkanlıklarda karakter belirleyerek kaderimizi tayin eder. 
Zor bir iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. . Henry Ford
Plansız çalışan kimse, ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer. Descartes
Hepimiz zamanın kısalığında söz ederiz de; boş geçen zamanı nasıl geçireceğimizi bilmeyiz. Seneca
Yapılmış küçük işler, planlamış büyük işlerden daha iyidir. nathanıel Emmons
Düşündüğümüz şey yavaş yavaş biliçaltında kalıplaşmış gerçek bir deyimle kendini gösterir. Ernes holmes
Rüzgarın yönünü tayin edemeyiz ama geminin yönün değitirebiliriz. Enaca