Fırında Kremalı Patates Tarifi

31 Temmuz 2011 Pazar


Ben bu patatesleri genelde et, tavuk, köfte gibi  yemeklerinin yanına yapıyorum ama bazen tek başına
bile yapıp yediğim oluyor, krema tadına bayılıyorum çünkü.
Patatesin faydalarından da bahsedelim; içinde nişastanın yanı sıra %12 oranında protein olduğunu belirteyim, nişasta oranı da % 20′ dir. Patatesin toprak üstünde kalan kısmında zehirli alkaloidler bulunur fakat bizim tükettiğimiz toprak altındaki yumrularda bu zehir söz konusu değildir. Ancak çimlenen patateslerde bu alkaloidler oluştuğu için zehirlenmelere sebebiyet verebilir. Bu kısımları kesmek patatesi zehirden arındırmayabilir, onun için çimlenmiş patatesleri tüketmemek gerekir. Patates yutulan yabancı cisimlerin vücuda zarar vermeden çıkarılmasına yardımcı olur, bağırsak solucanlarının düşmesine yardımcı olur ve damar şişliğine faydalıdır. Ve ayrıca patates yemek basur, yanık ve çıban ağrılarının geçmesine de yardımcı olur.

Malzemeler:

  1. 2 Adet büyük boy patates
  2. 1 Paket krema
  3. Üzerini örtecek kadar kaşar peyniri rendesi
  4. Tuz, karabiber, kimyon

Hazırlanışı:

  • Patatesleri soyup çok ince olmayacak şekilde dilimleyin.
  • Patatesleri tuzlayıp, baharatlayın.
  • Kullanacağınız kabı yağlayın.
  • Patatesleri kabınıza dizin.
  • Üzerine kremayı dökün.
  • 200 dereceye ısıtılmış fırına verin ve üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
  • Rendelenmiş kaşar peynirini üzerine eşit olarak dökün ve kaşar peyniri eriyip, kızarıncaya kadar pişirin.
  • Sıcak olarak servis yapın.


Etiketler: aperatifler,fırında kremalı patates,Kolay yemekler,kremalı patates,kremalı yemek tarifleri,salatalar ve mezeler,Sebze Yemekleri,Tavuk Yemekleri,Tuzlular

Kahvaltılık Baharatlı Patates Tarifi

Sıcak günlerde kızartmadan uzak durmaya özen gösteriyorum, kızartma yerine fırını tercih ediyorum çoğunlukla ama patates kızartması vazgeçemediğim bir tat
malesef. Baharatlı patatesler, kızartma yerine kahvaltı sofranızda yer verebileceğiniz bir tat bana göre ve kesinlikle çok daha sağlıklı. Sevdiğiniz her baharatı kullanabilirsiniz ama kekik çok yakışıyor ve fırında yapmanızı tavsiye ederim tadı çok daha güzel oluyor ama aceleniz varsa teflon tencerede de hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  1. Patates
  2. Kekik, nane, kimyon, kırmızı pul biber, tuz
  3. Su
  4. Sıvıyağ

Hazırlanışı:

  1. Patatesleri kızartmalık olarak  ama çok ince olmayacak şekilde doğrayın.
  2. Tencereye alın üzerine çok az su ilave edin.
  3. Patateslerin üzerine istediğiniz kadar sıvıyağ gezdirin.
  4. Baharatları ve tuzu serpin.
  5. Kısık ateşte patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  6. Arada tencereyi sallayarak karıştırın ve gerekirse su ekleyin.
  7. Aynı şekilde fırına da verebilirsiniz.
 etiketler.baharatlı patates,değişik kahvaltılık tarifler,değişik patates tarifleri,kahvaltılık patates,Kahvaltılıklar,Kolay yemekler,resimli kahvaltılık tarifler,salatalar ve mezeler,Sebze Yemekleri

Etimek tatlısı nasıl yapılır?


Yaz aylarında yenecek harika bir tatlı olan Etimek tatlısını sizlerle paylaşıyorum.


Gerekli Malzemeler
- Bir buçuk bardak şeker
- Bir paket etimek
- İki bardak su
- Bir paket muzlu puding
- Puding için Yedi yüz elli ml süt
- Bir paket kremşanti
- Kremşanti için bir bardak soğuk süt
Etimek Tatlısının Yapılışı:
İki bardak suyla bir buçuk bardak şeker bir ocağa koyulu şeker eriyinceye dek kaynatılır.
Elimizdeki etimekler kare şeklindeki camdan bir kaba tek sıra şeklinde dizilir.Kaynattığımız şerbetle etimekler güzelce ıslatılır.
Yedi yüz elli ml sütün içine bir paket muzlu puding koyulur, kaynayıncaya dek pişirilir. Bir bardak soğuk sütün içine bir paket kremşanti katılır. Blendır aracılığıyla kabarıncaya dek iyice çırpılır.
Yaptığımız pudingle hazırlanan kremşanti karıştırılarak etimeklerin üzerine aktarılır.
Tüm bu işlemlerden sonra tatlımızın üzeri nar ya da mevsim meyveleri ile, cevizlerle arzuya göre süslenir. Zor değilmiş değil mi? Hepsi bu kadar afiyet olsun.


Etiketler: etı mek, eti mek tatlısı, etimek, etimek talisi, etimek tatlı, etimek tatlı tarifi, etimek tatliısı, etimek tatlıları,etimek tatlis, etimek tatlısı, etimek tatlısı hanımlar, Etimek tatlısı nasıl yapılır?, etimek tatlısı nasıl yapılıyor, etimek tatlısı tarifi, etimek tatlısı tarifi resmi, etimek tatlısı tarifleri, etimek tatlısı yapılışı, etimek tatlısı yapımı, etimek tatlısının tarifi,etimekli tatlı tarifi, etımektatlısı, etı mek tatlıı, muhallebili etimek tatlısı, pudink tatli tarifleri, waffel tarifi

Kolay Açma Tarifi



MALZEMELER

1 Su Bardağı Süt
1 Su Bardağı Sıvıyağ
1 Su Bardağı Su
1 Çay Bardağı Şeker
1 Adet Yaş Pakmaya
1 Tatlı Kağışı tuz
Alabildiği Kadar un

Açmanın hamuru kulak memesinden cıvık olmalı.
Yarım saat mayalandıktan sonra şekil verip 200 derecelik
fırına verip pişirin. İsterseniz küük pizzalar da yapabilirsiniz..
Afiyet Olsun



Kolay Açma ile ilgili aramalar
kolay açma tarifi
kolay açma tarifleri
yemek tarifleri kolay açma
kolay açma yemek tarifi
kolay acma tarifi
kolay açma börek
pratik açma tarifleri
kolay acma borek

ADANA KEBABI Tarifi ( Resimli Adana Kebabı Tarifi)



MALZEMELER:

1 kg ince çekilmiş kuzu kıyma, 100 gr yağ, 1 çorba kaşığı acı pul biber,
1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber, tuz, 1,5 cm eninde kebap şişleri

YAPILIŞI:

Kıymayı, pul biber ve toz biberle iyice yoğurun. Buzdolabına koyup 1,5-2 saat kadar dinlendirin. Dolaptan çıkarıp tuzunu koyun. Tekrar yoğurun. Yoğurduğunuz kıymadan avucunuzun aldığı kadar parçalar koparark şişlere tutturun. Elinize yapışmaması için ara sıra avucunuzu ıslatarak bir elinizle şişi tutun, diğer elinizle de kıymayı şişe tutturarak, kebabı hazırlayın. Mangalı yakın. Şişleri mangala dizip iki taraflı olarak pişirin. Sumaklı soğan salatası ve yeşil salata ile sıcak olarak servis yapın.








adana kebap tarifi ile ilgili etiketler:
adana kebap nasıl yapılır
adana kebap yapılışı
adana kebabı tarifleri
adana kebabı yapımı
şiş kebap tarifi
adana kebap tarifi oktay usta
acılı adana kebap tarifi
adana kebap tarifi video


ÇİKOLATALI ISLAK KEK TARİFİ ( Resimli nefis kek tarifi)


KAÇ KİŞİLİK: 8
HAZIRLAMA SÜRESİ: 20 dk
PİŞME SÜRESİ: 35 dk


Malzemeler:


100 gr margarin
1 su bardağı esmer şeker
3 yumurta
5 kahve fincanı un
2 çay kaşığı kabartma tozu
1.5 çay bardağı süt
1 tatlı kaşığı tarçın
140 gr hurma
85 gr rendelenmiş bitter çikolata
50 gr ceviz içi

Sosu için:
175 gr margarin
1 su bardağı süt
2 çorba kaşığı esmer şeker

Hazırlanışı:
* Margarini oda ısısında yumuşatın. Büyük bir kapta şeker, 3 yumurta, margarin, un, kabartma tozu, süt ve tarçını karıştırıp 5 dakika çırpın. Hurmaların çekirdeklerini çıkarıp iri iri doğrayın. Çikolata, hurma ve ceviz içini ekleyip karıştırın.

* Yuvarlak kek kalıbının içine fırçayla sıvıyağ sürün. Hazırladığınız hamuru ekleyip önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 35 dakika pişirin. Fırından alıp 5 dakika dinlendirin. Keki servis tabağına ters çevirip alın.

* Sos malzemelerini bir kaba alıp karıştırarak 10 dakika benmari usulü pişirin. Kekin üzerine gezdirerek dökün. Dilimleyip servis yapın.

Çiğ Börek tarifi (Resimli yemek tarifleri)

KAÇ KİŞİLİK: 8-10 
HAZIRLAMA SÜRESİ: 30 dk
PİŞME SÜRESİ: 20 dk
Malzemeler:


8-10 soğan
1 kg kıyma
4-5 domates
3-4 sivribiber
7-8 dal maydanoz
1 çorba kaşığı domates salçası
100 gr tereyağı
Tuz, kırmızı pulbiber, karabiber

Hamur için:
3 su bardağı un
1 yumurta
2 çorba kaşığı sıvıyağ
1 su bardağı su
Tuz

Hazırlanışı:

* Soğan, sivribiber ve maydanozu temizleyip kıyın. Domateslerin kabuklarını soyup küp şeklinde doğrayın. 2 kaşık tereyağını tavada eritip soğan ve biberi kavurun. Kıymayı ilave edip karıştırarak kavurmaya devam edin. Domates, karabiber, pulbiber ve tuz ekleyip 5 dakika daha kavurun. Maydanozu ilave edip tavayı ocaktan alın.

* Unu hamur yoğurma kabına eleyin. Yumurta, sıvıyağ, tuz ve su ilave edip yoğurun. Hamurdan yumurta büyüklüğünde bezeler hazırlayın. Her bir bezeyi yemek tabağı büyüklüğünde açın. Hamurun yarısına hazırladığınız malzemeden yerleştirip diğer yarısını üzerine kapatın ve kenarlarını bastırın. Malzeme bitinceye kadar işlemi sürdürün. Hamurları kızgın sac üzerinde önlü arkalı kızartın. Tereyağla yağlayıp sıcak olarak servis yapın.

PIRASALI BÖREK

KAÇ KİŞİLİK: 6-8 
HAZIRLAMA SÜRESİ: 30 dk
PİŞME SÜRESİ: 45-50 dk
Malzemeler:



1 kg pırasa
2 çorba kaşığı domates salçası
3 çorba kaşığı sıvıyağ
Kırmızı biber, pul biber

Hamur için:
500 gr un
Su
Sıvıyağ
Tuz

Hazırlanışı:

* Pırasaları temizleyin. Yıkayıp küçük küçük doğrayın. Tavada sıvıyağı kızdırıp pırasaları ilave edip yumuşayana kadar kavurun. Salçayı ekleyip karıştırın. Tuzunu ilave edip tavayı ocaktan alın.

* Unu hamur yoğurma kabına alın. Tuz ekleyip harmanlayın. Azar azar su ilave edip kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğurun. Hamurdan 10 tane beze hazırlayın. Tezgâha un serpip bezeleri tepsiden biraz daha büyük olacak şekilde açın. Tepsiyi yağlayın ve yufkaları aralarına yağ sürerek üst üste yerleştirin. Hazırladığınız pırasalı malzemeyi en üste yayıp hamurun dışa taşan kenarlarını içe doğru kıvırın. Yufkanın kenarlarına sıvıyağ sürüp önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 45-50 dakika pişirin. Dilimleyip sıcak olarak servis yapın.

Pırasa böreği, kenarındaki yufkalar koparılıp pırasalı kısımdan alınarak çatal-bıçak kullanılmadan yeniyor.

Yeni Açılan Üniversiteler ve Kontenjanları

30 Temmuz 2011 Cumartesi


2011 yılı üniversite tercih heyecanı başladı. 2011 yılı itibariyle İstanbul, Kayseri, Bursa, İzmir ve Trabzon ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulan 2′si devlet, 7′si de vakıf üniversitesi ilk defa öğrenci almaya başlayacak. İşte ayrıntılar:
YGS ve LYS’ye giren adayların tercih heyecanı başlarken üniversite alternatifleri de genişliyor. Bu yıl İstanbul, Kayseri, Bursa, İzmir ve Trabzon ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulan 2′si devlet, 7′si de vakıf üniversitesi öğrenci almaya başlayacak. Böylece ülkedeki toplam üniversite sayısı 166′ya ulaşacak. Üniversitelerin lisans ve önlisans kontenjanı da 700 bine ulaştı.Yükseköğretimde yapılan yatırımlar sonucu üniversite sayısı 166′ya ulaşırken 62′yi bulan vakıf üniversiteleri sayesinde rekabet hızla artıyor. Üniversite sınavına giren 895 bin aday, üniversitelerdeki lisans ve önlisans düzeyindeki 700 bin kontenjan için tercihte bulunacak. 2011-2012 akademik yılında yükseköğretimdeki rekabete 9 yeni üniversite daha dahil oluyor. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Süleyman Şah, İTÜ KKTC, Avrasya, Sabahattin Zaim, Nuh Naci Yazgan, Kemerburgaz, Gelişim ve İzmir Katip Çelebi üniversiteleri, öğrenciler için yeni alternatif meslek ve bölümler sunuyor.
YGS ve LYS’de terleyen adayları şimdi de tercih heyecanı bekliyor. Tercihler, temmuzun son, ağustosun ilk haftası yapılacak. Türkiye’nin dört bir yanında açılan yeni üniversitelerden bazıları da bu akademik yılda öğrenci kabul edecek. Trabzon, İstanbul, Bursa, Kıbrıs, Kayseri ve İzmir gibi şehirlerde yeni açılan devlet ve vakıf üniversiteleri şöyle:
Süleyman Şah (Vakıf-İstanbul): Kartal ilçesinde kurulan üniversite; psikoloji, sosyoloji, Türk dili ve edebiyatı, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümlerinde 300 öğrenci alarak yeni akademik yıla merhaba diyecek. Süleyman Şah’ı tercih eden bütün öğrenciler ilk yıl burslu okuma imkânı yakalayacak. 60 öğrenci yüzde 100, 170 öğrenci yüzde 50, 70 öğrenci de yüzde 25 burslu okuyacak. Eğitim dili yüzde 100 İngilizce olan üniversite, az ama nitelikli öğrenci alarak önemli bilimsel hedeflere ulaşmayı amaçlıyor. Üniversite önümüzdeki dönem Kurtköy’deki ana kampüsüne geçecek.
İTÜ KKTC (Devlet/Vakıf-Mağusa): Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yerleşke kuran 2. devlet üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Mağusa’da eğitime başlıyor. 2011-2012 eğitim öğretim yılında deniz ulaştırma işletme mühendisliği, gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği ve gemi makineleri işletme mühendisliğine toplam 90 öğrenci alınacak. Eğitim dili İngilizce olan üniversitede hazırlık okulu ücreti 8 bin lira, bölüm ücretleri ise 10 bin 500 TL. KKTC vatandaşlarına yüzde 10 indirim uygulanacak. Öğrencilerin yüzde 10′u tam, yüzde 30′u ise yarım burslu okuyacak.
Bursa Teknik Üniversitesi (Devlet-Bursa): Yeni üniversite, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında makine mühendisliği ve kimya bölümüne öğrenci alacak.
Sabahattin Zaim Üniversitesi (Vakıf-İstanbul): İlim Yayma Cemiyeti tarafından kurulan üniversite, işletme (İngilizce), İngilizce öğretmenliği ve bilgisayar mühendisliği ile gıda mühendisliği bölümlerine öğrenci alarak üniversiteler ligine girecek. Kurum İstanbul Halkalı’daki yerleşkesinde ilk olarak 160 öğrenciyle eğitime başlayacak.
Avrasya Üniversitesi (Vakıf-Trabzon): Trabzon’un 2. üniversitesi olarak bir vakıf tarafından kurulan Avrasya Üniversitesi, bu dönem inşaat mühendisliği, mimarlık, iktisat ve kamu yönetimi bölümleri ile eğitime başlıyor. Öğrenim ücreti mühendislikler için 15 bin, diğer bölümler için 14 bin TL.
Kemerburgaz Üniversitesi (Vakıf-İstanbul): Yeni eğitim öğretim yılında, yüzde 90′ı burslu, toplam 810 öğrenci kontenjanı ile eğitim hayatına başlayacak üniversite, Altınbaş Holding tarafından kuruldu. Öğrenciler üniversitenin Bağcılar’daki rezidans binasında okuyacak.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi (Vakıf-Kayseri): Son yıllarda üniversite liginde hızlı bir ilerleme kaydeden Kayseri’deki ikinci vakıf üniversitesi olan Nuh Naci Yazgan; işletme, iktisat ve inşaat mühendislikleri bölümleriyle eğitime başlayacak. İlk olarak 110 öğrenci alacak üniversite, adını Kurtuluş Savaşı’nda verdiği büyük hizmetler ve Atatürk’ün başlattığı sanayi hamlesine öncülük etmesiyle tanınan Kayserili işadamı ve hayırsever Nuh Naci Yazgan’dan alıyor.
Gelişim Üniversitesi (Vakıf-İstanbul): Gelişim Meslek Yüksekokulu iken üniversite seviyesine yükselen Gelişim Üniversitesi, İstanbul Avcılar’daki yerleşkesinde eğitime başlıyor. Öğrenim ücretleri; güzel sanatlar ve mühendislik fakülteleri 16 bin, iktisat fakültesinde 12 bin TL.
İzmir Kâtip Çelebi (Devlet-İzmir): İzmir’in 4′üncü devlet üniversitesi olarak kurulan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tıp ve hemşirelik bölümlerine toplam 200 öğrenci alacak.
Zaman – 12 Temmuz 2011

AÇILMIŞ YIRTIK AYAKKABI NASIL YAPIŞTIRILIR?

29 Temmuz 2011 Cuma


Ayakkabı yapıştırıcısını seçmek ayakkabının neresinin koptuğuna veya yırtıldığına bağlıdır.
    Üst, burun, ön taban gibi hareketli bir bölge ise mutlaka esnek bir yapıştırıcı kullanmalısınız. Bu
bölgelerde genellikle esnek, deri, kauçuk, yumuşak plastik, lastik yapıştırıcıları kullanılır. (Örn.Derby-Bally cinsi. Pattex Deri-Kauçuk-Ahşap yapıştırıcısı, bison kit gibi. Bu tip yapıştırıcılara kontakt yapıştırıcılar denir.)
    Eğer elinizde yapıştırıcı varsa esnek olup olmadığını bilmiyorsanız şu şekilde anlarsınız: Esnek yapıştırıcılar genellikle japon yapıştırıcısı gibi değildir yani hızlı yapıştırmaz 24 ile 48 saat arasında yapıştırma süreleri vardır. Ayrıca genellikle tek komponentlidir yani tek tüplüdürler. Esnek, solvent bazlı yapıştırıcıların (kontakt yapıştırıcılar) 2 tip yapıştırma şekli vardır.

1) Yapıştırıcıyı ince bir tabaka halinde yapıştıracağınız bölgeye sürüp direkt yapıştırın. Üzerine ağırlık koyduktan sonra tam yapışma için 24 ile 48 saat bekleyin. Bu en kolay ve hızlı yoldur.
2) Yapıştırıcıyı sürüp yırtık ya da kopuk bölgeyi yapıştırdıktan sonra hemen kaldırın. Her iki yüzeydeki solventin (gazın) uçmasını 4-5 dakika bekleyin sonra tekrar yapıştırın. 24 ile 48 saat civarında üzerinde ağırlıkla bekletin.
    Aslında bekleme süresinden çok ağırlık önemlidir. Ağırlık ne kadar fazla olursa kilitlenme o kadar etkili olur. Bu yöntemle hem iyi bir kilitlenme yaparsınız hem de yapıştırma süresini biraz kısaltırsınız. Ayrıca bu tip solventli yapıştırıcılarla bu yöntemle diğer maddeleri de çok kuvvetli yapıştırırsınız.
    Eğer yapıştıracağınız yer topuk vb.gibi sert ve esnemeyen bir bölgede ise sert yapıştırıcılardan japon yapıştırıcısı ya da çift karışımlı epoksi de kullanabilirsiniz. Esnek bölgelerde japon yapıştırıcısı ya da epoksi kullanırsanız bunlar esnemediği için zamanla kırılıp kopacaktır. Ayrıca ayakkabının esnekliğini kaybettirdiğinden rahat hareket etmenize engel olacaktır.

Demir Yetersizliğinin Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Dünya sağlık teşkilatına (WHO) göre yetersizliği en çok görülen madensel madde demirdir. Bunun en önde gelen nedeni de yetersiz beslenmedir. Yetersiz beslenmede
fitik asit hakimiyeti fazla olunca yeterince vitamin de alınamayınca vücut demiri alamamaktadır.
Demir eksikliği pek çok belirti gösterir. Ancak en önemli belirti; demir yetersizliği anemisidir. Yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, nefes darlığı şeklinde bir sorunlar zinciri olarak ortaya çıkar.
Demir eksikliği, iştahsız çocuklarda kansızlığın verdiği sıkıntıların yanı sıra davranış bozuklukları, öğrenme ve algılamada güçlükler meydana getirir.
Demir eksikliği, çocuklarda zehirli maden bileşiklerine özellikle kurşun ve bakır bileşiklerine karşı emilim kabiliyetini artırdığından çeşitli sorunların ortaya çıkmasına neden olur.
Demir yetersizliği, protein yetersizliğinden de ortaya çıkar. Çeşitli kanamalarda ülser, hemeroit demir yetersizliğine neden olur. Aspirin devamlı aç karnına alınırsa, bazen fark edilmeyen mide kanamalarına sebep olmakta , bu da demir eksikliğine yol açmaktadır. Fazla kan kaybına yol açan yaralanmalar önemli  demir eksikliği sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sık hamilelikte de demir eksikliği meydana gelmektedir.


Demir Kaynakları Nelerdir? Demir İhtiyacımızı Nerden Karşılayabiliriz?

En iyi kaynaklar; Karaciğer, dalak, siyah etler, böbrek ve yürektir.
İyi kaynaklar ise; yumurta sarısı, çeşitli pekmezler, kara üzüm, kuru üzüm, kuru baklagiller (özellikle kabuklu yeşil mercimek), badem, fındık, susam, tere, lahanadır.
Ufak bir notu yazıya ilave etmekte fayda var; bu demiri bol ürünleri çay ve kahve ile birlikte tüketmemeniz gerekmektedir. Aksi takdir de pek bir yararını göremezsiniz. Çünkü çay ve kahvenin içindeki besin öğeleri demirin üstüne yapışarak demirin emilimini engeller.

PEMBE MASKE NEDİR? PEMBE MASKE NEREDE UYGULANIR?

28 Temmuz 2011 Perşembe

Enes Bio Estetik Center da uygulanan kişiye özel içerikli Pembe Maske yöntemi" , lekelenen ve yıpranan cildinizi yeniden sağlıklı duruma getiriyor.  Beş haftalık kür
halinde uygulanan yöntem yüz cildindeki su , vitamin ve kolejen eksikliğini tamamlayıp gerekli fonksiyonlarını yerine getirerek canlanıp tazeleniyor.
"Öyle bir geçer zaman ki" dizisinde Cemile'nin kızı Berrin'i canlandıran Yıldız Çağrı Atiksoy, güzündeki tahriş ve sivilcelerden kurtulmak için de pembe maskeyi deneyenler arasında.





“Bio Molekül“ içerikli pembe maske hamur biçiminde tüm yüz ve boyuna sürülüyor. Maskenin ısısı kendiliğinden 42 dereceye yükselip 0 dereceye düşüyor.

Pembe maskenin ısınma ve soğuma işlemi sırasında önceden kişinin cilt tipi ve sorununa yönelik seçilen aktif maddeler (vitamin - kolajen – Elastin) cilde iyice nüfuz ediyor. 30 dakikalık bu uygulamadan sonra cilt hücreleri canlanıyor ve cilt fonksiyonları düzenleniyor. Kişinin yüz kaslarını hareket ettirmesiyle maske kalıp şeklinde çıkartılıyor.

Zararlı güneş ışınları yanı sıra hava kirliliği stres ve hormonlu gıdaların cildin bozulmasına ve yaşlanmasına yol açtığını belirten Nesrin Sürer cildin depolama kapasitesi ve kolejen hidrofili azalması ile cilt yumuşaklığını, esnekliğini yitiriyor diyor ve söyle devam ediyor;

Ayrıca metabolizmanın yavaşlaması da hücrelerin yenilenmesini güçleştiriyor.

Bu durumda üst deri kalınlaşıp kuruyor ve zararlı serbest radikallerden olumsuz etkileniyor. Pembe Maske yöntemini iç ve dış etkenlerinin ciltte yolaçtığı yaşlanmayı önlediğine de dikkat çeken Nesrin Sürer beş haftalıkkürden sonra cildin yenilendiğini yağ ve nem dengesinin düzene girdiğini vurguluyor.

Yoğun makyaj ve düzensiz beslenmeden dolayı ciltlerinde yağlanma ve sivilce gibi problemlerle karşılaşan genç ciltler, cildi hızlı şekilde dengeye kavuşturduğu için Pembe Maskeyi tercih ediyorlar.
Genç ciltler için özel olarak hazırlanan Pembe Maske içeriğinde A, C vitamin kompleksleri , yoğun nem deposu olan Q10 ağırlıktadır. Bu vitaminler sayesinde yağ salgılaması dengelenir ve sivilce oluşumu azalır.
Orta yaş grubunda olan kişiler, yorgun olan ciltlerine kişinin cilt tipine özel hazırlandığı ve doğal olduğu için pembe maskeyle tazelenerek genç görünümüne kavuşuyorlar.


KENDİMİ YORGUN HİSSEDİYORUM ( Yorgunlugun sebebi nedir?)


Kendini yorgun hissedenler mutlaka okusun!

Sürekli yorgun ve halsiz misiniz, yoksa kolay mı üşüyorsunuz? Çarpıntı ve nefes darlığınız da mı var?

Demir eksikliği ülkemizde sık rastlanan bir
 sağlık sorun. Yaklaşık her 100 kişiden 40’ında bu soruna rastlanıyor.  Demir eksikliğine bağlı olarakkansızlık gelişiyor. Kansızlık ise pek çok yeni soruna zemin hazırlıyor.
Kadınlarda demirin vücuttan kaybolmasına yol açan en önemli nedenler arasında adet kanamaları, sık doğumlar, demirden fakir beslenmek, aşırı çay-kahve tüketmek, uzun sürenishaller, kronik enfeksiyonlar, barsak parazitleri, reflü,  özefajit gibi mide hastalıkları yer alıyor.
Demir eksikliği bebek ve çocuklarda görülürse, büyüme-gelişmede geriliklere, hastalıklara yakalanma sıklığında artışa, algılama ve öğrenme geriliklerine ve okulda başarının düşmesine yol açıyor. Çocuklarda yanlış beslenme, besinlerle ihtiyaç olan demirin yeterince alınmaması, erken dönemde inek sütüne başlama ve çok fazla inek sütü alımı nedeniyle kansızlık artıyor.
Demir eksikliği 6 sağlık sorununa yol açıyor.
International Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin, yetişkinlerde demir eksikliğine bağlı kansızlığın başlıca 6 sağlık sorununa yolaçtığını belirterek bunları söyle sıralıyor:
• Sürekli yorgunluk ve halsizlik hali uzun vadede depresyon
• Kolay üşüme
• Çarpıntı ve nefes darlığı
• Sık hastalanma
• Baş dönmesi
• Saç dökülmesi ve tırnak kırılmaları

Kansızlığın temelleri ise bebeklikte atılıyor. Çocuklukta ve genç kızlık dönemindeki yanlış beslenme tarzı da sorunu ağırlaştırıyor. Özellikle gelişme çağlarında genç kızlar tarafından yapılan düşük kalorili ve tek tip diyetler demir eksikliğinin görülmesine neden oluyor. Üstelik bu tip beslenme, sadece anemi görülmesine değil, yanlış ve yetersiz beslenmeye bağlı birçoksağlık sorununu da beraberinde getiriyor.
Bu sorunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
• Yetersiz enerji alımına bağlı olarak büyüme gelişme gerilikleri
• Boy uzunluğunun yeterli olmaması
• Yağ alımında yetersizliklere bağlı gecikmiş geç adet dönemi
• Adet dönemindeki  düzensizlikler
• Demir eksikliğine bağlı çabuk yorulma
• Baş dönmesi
• Çarpıntı
• Ciltte solukluk
• Saç dökülmesi
• Tırnak kırılmaları
Kalsiyum içeren gıdalar da demiri kaçırıyor
Demir eksikliğinin görülme nedenleri arasında yetersiz demir alımının yanında, yetersiz emilimi de önemli. Bazen demir alımı yeterli olsa bile emilimde sorun varsa demir eksikliği gelişebiliyor. Bu emilim bozukluğunun altında metabolik sistemdeki bozukluklar yer alabileceği gibi, beslenme tarzındaki yanlışlar da neden olabiliyor.
Gıdalarla vücuda demir alınırken beraberinde C vitamini alınması emilimi artırırken, kalsiyum içeren gıdaların çok tüketilmesi demirin emilimini azaltıyor. Çay kahve tüketimi de demir eksikliğine neden olabiliyor.
Adet kanamaları aşırıysa doktora gidilmeli
Aneminin kadınlarda daha sık görülmesinin nedenlerinden biri de aylık kanamalar. Bir kadın ortalama 5 gün süren bir adet döneminde yaklaşık 30 ml kan kaybedebiliyor. Bu da 20-50 mg bir demir kaybına neden oluyor.
Bu dönemin uzun ve yoğun geçmesini engellemek ve tedavi etmek amacıyla mutlaka bir kadın doğum uzmanından destek alınması gerekiyor. Emilimde bozukluklar, aylık adet kanamalarında çok fazla kan kaybı, sık doğumlar ve iki doğum arasındaki dönemler kansızlığın yetersiz demir alımı dışındaki nedenlerinden birkaçı.

Doktora sormadan demir ilacı almayın!
Uzmanlar, demir eksikliği tedavisinde ilk amacın anemiye neden olan sorunun tedavi edilmesi olduğuna dikkati çekiyor. Bunun için de yetersiz demir içeren besinlerin tüketimi yerine, demir içeriğinden zengin besinler alınmasını sağlayacak bir beslenme programının hazırlanması gerekiyor. Ayrıca mide ya da bağırsaktan kaynaklı bir emilim bozukluğu varsa bunun tedavi edilmesi, aylık adet kanamalarından kaynaklanıyorsa bu dönemlerin düzenlenmesi büyük önem taşıyor.
Kansızlık tedavisinde demir içeren ilaçların kullanımı mutlaka doktor önerisiyle yapılmalı, düzenli olarak kullanılmalı ve bunun yanında demirden zengin bir beslenme programı uygulanmalı. Demir eksikliği düzeyinin saptananak, eksiklik belirlenmesi halinde ilaç ve diyet tedavisisi planlanarak, kan düzeyleri takip edilmeli.
Sık görülmese de demirin eksikliği gibi fazlalığı da sorun yaratabiliyor. Depolanma özelliği olduğu için gereksinimden fazla demir alımı demir fazlalığına neden olabiliyor. Demir fazlalığı sonucu halsizlik, bulantı, kalp çalışmasında sorunlar görülüyor. En sık etkilenen organlar ise karaciğer, dalak, kalp ve pankreas oluyor. Ayrıca deride kızıllık ve kahverengilik görülüyor.

Dilem İrkinBeslenme ve Diyet Uzmanı
International Hospital


Deri Mobilyalar Nasıl Temizlenir? Deri Mobilya Neyle Silinir?


Deri mobilyalarınızı yıllarca yeni gibi kullanabilmek için bazı işlemleri rutin olarak yapmalısınız.Deri mobilyalarda estetik ve şık olduğu için tercih edilen bir malzeme. Ancak deri
kullanılan mobilyaları seçerken bazı şeylere dikkat etmemize gerekiyor. Dikkat edilmesi gereken ilk şey derinin elastik bir yapıya sahip olması. Kullanılmaya başlandıktan sonra hafif bir bollaşma yapabilir, bu gayet normal yani hemen mobilyanızı ya da aldığınız bir giysiyi iadeyi düşünmemeniz gerekir.
Gerçek deride bere, damar ve kırışıklık mümkündür, bunlar da derinin natürelliğinden ileri gelir ve deri hatası olarak görülemez. Bu kırışıklıklar özellikle
“old saddle ve siaga” gibi natürel derilerde daha sıkça gözlenir. Aslında en değerli deri “analin” diye adlandırılan doğal sığır derisidir.


Bu derinin üzerinde ise doğal yaşamın izlerine bile rastlayabilirsiniz. Döşemelik derinin delik ve yırtık olmaması ve yumuşak olması en makbul olandır. Mobilyalarve şık kıyafetler için kullanılan deriler genellikle koyun, keçi, sığır, timsah, yılan, kertenkele, geyik, at hatta zebralardan elde ediliyor ve fiyatlar derinini niteliğine ya da hayvanın az bulunurluğuna oranla değişiyor.
Süet mobilya isterim derseniz, dana veya oğlak derisinden üretilen kadifemsi derileri seçin. Bu tür mobilya çok dikkat ve emek ister. Sıvı içecekleri çocuklarınızın eline vermeyecek ve daha bir çok leke risk için önlem alacaksınız. Deri aslında temizliği çok kolay bir malzeme ve inanın kumaşa göre çok daha hijyenik bir doku. Deri koltuktaki lekeler, ılık nemli bir bezle silinerek çıkarılabilir.
Derinin üzerine kolonya gibi alkol içeren bir madde ya da portakal suyu gibi bir sıvı döküldüğünde ‘hemen’ temizlenmesi gerekir. Mümkünse beyaz, yumuşak ve temiz bir bez kullanın; ancak leke ağırlaştıysa ürünü aldığınız yerden firmanın önereceği leke sökücü ve bakım setlerine başvurun. Yılda bir kez olmak kaydıyla da möblenize periyodik temizleme bakımı uygulatın.

Bardak Mısır Nasıl Yapılır? Resimli tarif


Dışarıda mis gibi kokan bardakta mısırı temizliğine ve içeriğine güvenemeyip evde yapmak isteyenlerdenseniz sizlere bardakta mısır tarifini vermek istiyorum.Evinizde kolayca yapabilirsiniz.
Öncelikle gerekli Malzemeler ;

Konserve Mısır – Tercihen kaliteli marka ve iri taneli
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı tereyağ (veya tereyağ kokulu margarin) not: Tereyağı şart değildir. Ama tereyağ kokulu mısır daha güzel olur
Nasıl yaparız ?
Öncelikle Mısırı Konservesini açın ve içindeki suyu iyice boşaltın
daha sonra Mısırı güzelce yıkayın.
1 Tencereye 2 bardak su koyup kaynamasını bekleyin.
Kaynadıktan sonra içine 1 çay kaşığı tuz döküp iyice karıştırın.
Tuzun ardından fokurdayınca altını en düşüğe kısın ve içine yıkadığınız mısırları atın.
Mısırlar 5dk tencere içinde kaynaması lazım. Bu süre zarfında kaşık gibi birşeyler mısırları ezmeden yavaş yavaş arada bir karıştırın.
5dk sonra mısırları tenceren alın iyice süzün. Tekrar yıkayın.
Daha sonra bir orta ateşte Teflon tavaya kızınca 1 çay kaşığı tereyağını koyup eritin.
Eridikten sonra tavaya mısırları atıp ocağın altını tekrar kısın. Birşeyle mısırları ezmeden yavaşça karıştırarak hafif kavurun.
Tavada bu işlemi 5dk uyguluyoruz.
Sonra tavadan mısırları alıp bardağa dolduruyoruz. Sos olarak istediğiniz sosu kullanabilirsiniz.
Talep olursa özel sos tariflerimide paylaşırım
Afiyet olsun!

Diş İpi Nasıl kullanılır?


Diş İpi Nasıl Kullanılmalıdır?
Doğru kullanıldığı takdirde, diş fırçasının ulaşamayacağı yerlerdeki; yani dişeti çizgisinin altındaki ve dişler arasındaki yerlerdeki plak yiyecek artıkları diş ipiyle çıkarılabilir. Plak birikimi, diş çürüğüne ve
 dişeti hastalığına, yol açabileceğinden, dişlerin diş ipiyle düzenli olarak temizlenmesi tavsiye edilir.
Diş ipinden maksimum fayda sağlamak için, aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:
  • Yaklaşık kırk santimetrelik diş ipi alarak, ipliğin büyük bir bölümünü orta parmaklarınızın çevresine sarın ve kullanmak için dört veya beş santimetrelik ipi açıkta bırakın
  • Diş ipini, baş parmak ve işaret parmakları arasında gerili tutarak, dişleriniz arasında nazikçe yukarı ve aşağı doğru hareket ettirin
  • İpliği tüm diş yüzeylerinde nazikçe gezdirin ve ipin dişeti çizgisini geçtiğine emin olun. Diş ipini zorlamayın, aksi takdirde hassas dişeti dokusu kesilmesi veya doku eizlmesiyle karşılaşılabilir
  • Dişten dişe geçerken diş ipinin temiz bölümlerini kullanın
  • Diş ipini çıkarmak için, ipliği dişinizden yukarı ve dışarı taşımak için aynı ileri geri hareketini uygulayın
Hangi Tip Diş İpini Kullanmalıyım?
İki tip diş ipi bulunmaktadır:
  • Naylon (veya çok filamanlı) diş ipi
  • PTFE (tek filamanlı) diş ipi
Naylon diş ipi, mumlu ve mumsuz olarak değişik aromalarla satılmaktadır Bu diş ipi tipi birden fazla naylon telden oluştuğu için, özellikle birleşme noktaları sıkı olan dişler arasında aşınabilir ya da yırtılabilir. Daha pahalı olmakla beraber, tek filamanlı (PTFE) iplik, sıkışık diş aralarında bile dişler arasında daha kolay kayar ve yırtılmaya karşı dirençlidir. Doğru kullanıldığı takdirde, her iki diş ipi de, plak ve kalıntıları çıkarmak için uygundur.

Diş Hassasiyeti Nedir?


Diş Hassasiyeti Nedir?
Diş hassasiyeti, dentin hassasiyeti veya kök hassasiyeti için kullanılan genel bir terimdir. Sıcak, soğuk, tatlı, ekşi veya çok fazla asitli yiyecek ve içecekler; soğuk hava şartları dişlerinizin
ağrımasına ya da hassaslaşmasına neden oluyorsa; dişleriniz hassas demektir.
Diş Hassasiyeti Sık Karşılaşılan bir Durum mudur?
Diş hassasiyeti günümüzde oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.
Diş Hassasiyetinin Nedeni Nedir?
Diş hassasiyeti genellikle dişeti hastalıkları veya dişeti çekilmesi nedeniyle diş köküne yakın olan bölgelerde dentin dokusunun açığa çıkması sonucunda oluşur. Dişeti çekilmesi oldukça yaygındır. Diş kökünde, dişin kuron bölümünde yer alan mine gibi koruyucu bir diş tabakası bulunmaz. Bunun yerine oldukça yumuşak bir tabaka olan sement kökleri kaplamaktadır. Bu kayıp sonucunda diş kökündeki dentin açığa çıkar. Yanlış ve sert şekilde dişleri fırçalamak veya aşındırıcı oranı çok yüksek diş macunu kullanılması diş minesinin aşınmasına ve dentin dokusunun açığa çıkmasına neden olabilir. Turşu benzeri fazla asitli yiyeceklerin tüketilmesi, dişte erozyona ve diş yüzeyinde erimeye neden olarak dentin tabakasını açığa çıkarabilir. Buna ek olarak blumia rahatsızlığı (kişinin kendini kusturması) da ağızda meydana getirdiği asitler nedeniyle diş erozyonuna ve hassasiyete neden olabilir.

Diş hekiminize hassas dişiniz konusunda bilgi vermeniz önemlidir. Diş hekiminiz muayene yaparak, problemin dentin hassasiyeti olup olmadığını belirler ve sizin için uygun olan tedaviyi önerir. Eğer dişleriniz hassassa diş fırçalamak kabusa dönüşebilir. Durumun tersine, dişleriniz ağrıdığı için daha az fırçalarsanız da daha fazla dişeti hastalığı ve diş çürüğü oluşma riski ortaya çıkmaktadır.

Sıcak, soğuk, tatlı, ekşi veya asitli yiyecek ve içeceklerden sonra hissedilen ağrı, derin diş çürüğünün veya kırık bir dişin belirtisi de olabilir. Bu durumda diş hekiminiz dolgu yapacak ya da başka bir tedavi uygulayacaktır.
Açığa Çıkan Dentin Neden Ağrır?
Dentin, sadece mikroskopla görünebilen binlerce küçük kanalcıktan oluşmaktadır. Bu kanallar diş yüzeyinden başlayarak dentinin içinden geçer ve dişin ortasındaki (pulpa) sinire kadar uzanır. Bu kanallar sıvı ile doludur; sıcak veya soğuk yiyecek ve içeceklerden sonra bu sıvı hareket ederek dişin sinirini etkiler ve ağrıya neden olur.
Diş Hassasiyetini Önleyebilir miyim?
Diş hassasiyeti oluşma riskini, dişeti hastalıklarını ve dişeti çekilmesini önleyecek şekilde ağzınızı temiz tutarak azaltabilirsiniz. Diş hekiminiz tarafından önerildiği şekilde dişlerinizi fırçalar, diş ipi kullanır ve daha az aşındırıcı bir diş macunu kullanırsanız, diş hassasiyeti oluşturma riskini azaltabilirsiniz.

Aynı şekilde çok fazla asit içermeyen bir diyetler diş hassasiyeti engellenebilir. Hassas dişlerinizi önemsemezseniz daha farklı ağız problemleri yaşayabilirsiniz, özellikle ağrı nedeniyle dişlerinizi fırçalamazsanız dişeti hastalıkları ve diş çürüğü meydana gelebilir.
Dişlerim Hassas ise Ne Yapmalıyım??
İlk olarak probleminizi bir diş hekimine anlatın çünkü sizin için en iyi tedaviyi o belirleyecektir. Probleminizin dentin ya da kök hassasiyeti değil de daha önemli bir problem olup olmadığının anlaşılması önemlidir.

Ramazan'da ağız kokusu yaşamamanın ipuçları Ağız kokusu nasıl yok edilir?


Ramazan ayında pek çok kişi açlık ve susuzluğa

bağlı olarak ağız-nefes kokusu, ağızda kötü tat 

problemleri yaşamaktadır. 

Ağız ve diş sağlığına gösterilecek biraz özenle rahatsız edici bu durumdan kurtulmak mümkün.












Dişeti Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Meltem Zihni Korkmaz, ağız kokusu toplumda sıkça görülen ve insanların sosyo-psikolojik durumunu ciddi ölçüde etkileyen bir rahatsızlıktır. Altında pek çok sebep yatmakla beraber şeker hastalığı, sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar, böbrek ve karaciğer yetmezlikleri, diş ve dişeti rahatsızlıkları, açlık başlıca etkenlerdir.

Açlık Kokuyu Tetikliyor
Özellikle Ramazan ayında pek çok kişi açlık ve susuzluğa bağlı olarak ağız ve nefes kokusu, ağızda kötü tat sıkıntısı çekmektedir. Bunun sebebi açlığa bağlı vücutta oluşan biyokimyasal tepkimelerin yan ürünleri, iyi temizlenemeyen diş ve ağız yüzeylerinde biriken bakteriler, susuzluğa bağlı ağız kuruluğudur. Normal tükürük salgısı ağız ve diş dokusunu hem yıkama görevi görür hem de koruyucu rol oynar.

Azalması ile beraber bireylerde ağız enfeksiyonuna yatkınlık ve koku ortaya çıkar. Dolayısıyla oruç dışı saatlerde bol miktarda su ve sıvı tüketilmelidir.  Ramazanda artan şeker tüketimi sebebiyle daha çok ağız içinde bakteri ürer. İşte bu nedenlerden dolayı ağız bakımına ekstra dikkat edilerek dişlerin yanı sıra dilin sırtı ve arkası, yanağın iç yüzeyleri temizlenmeli, fırçanın yanında diş ipi ve ara yüz fırçaları ile temizlik desteklenmelidir. Tüm bunlara ek olarak antiseptik solüsyonlar da önerilir.

2011 Ramazan Pide fiyatları, Ramazan pidesi fiyatları belli oldu.


Ramazan ayında iftar ve sahur sofralarının vazgeçilmesi olan Ramazan pidesinin İstanbul ve Ankara'daki satış fiyatları bellli oldu.
Fırıncılar Odası Birliği’nden yapılan
açıklamaya göre 400 gramlık Ramazan pidesi İstanbul’da 1,5 TL, Ankara’da ise 100 gramlık pide 1 TL’den satılacak.Haber 7

Elma sirkesi mucizesi Elma sirkesi faydaları nelerdir?

Elma sirkesinin menopoz döneminde ve diyabet hastalığında bozulan kolesterolü dengelediği ortaya çıktı.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencileri, altı ay sürenbir çalışmayla elma sirkesinin
menopoz döneminde ve diyabet hastalığında bozulan kolesterolü dengelediğini ispat etti.

Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, menopoza giren kadınlarda ve diyabet hastalarında elma sirkesinin rolünü araştırmak için üçüncü sınıf öğrencileri tarafından bir proje hazırlandığını belirtti. Halk arasında elma sirkesinin faydalarına ilişkin çeşitli bilgiler anlatıldığını, ancak bugüne kadar bunun bilimsel bir çalışmayla kanıtlanmadığını ifade eden Nazıroğlu, öğrencilerin fareler üzerinde çalışma yaparak elma sirkesinin hem menopoz döneminde, hem de diyabet hastalarında kolesterol dengeleyici olarak etkisini ortaya koyduklarını söyledi.
Nazıroğlu, menopoz döneminde yağ, kolesterol metabolizma dengesinin bozulduğunu ve elma sirkesinin dengeleme gibi özelliğinin ortaya çıkarıldığını dile getirerek, şeker hastalığında da benzer bir durumun söz konusu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, artan glikozun dokulara yayılmamasından dolayı kolesterolün kanda arttığını ve bunun da kalp hastalıklarının oluşmasına, gözdeki dokuların bozulmasına neden olduğunu, ana değerlendirme sonucunda da elma sirkesinin şeker hastalarında kolesterolü dengelediğini ve koruyucu etki yarattığını gördüklerini bildirdi.

Hazırlanan iki projenin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini anlatan Nazıroğlu, 22-25 Haziran tarihlerinde SDÜ'nün ev sahipliğinde Uluslararası Hücre Zarları Kongresi yapılacağını ve bu çalışmanın burada bildiri şeklinde sunulacağını söyledi. Nazıroğlu, bilimsel verilerin değerlendirilmesinden sonra uluslararası bir dergide çalışmanın yayımlanacağını kaydetti.

SDÜ Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencileri Mustafa Güler ve Gündüzalp Saydam'ın hazırladığı “Ovarektomize farelerde elma sirkesinin kan lipit profili ve lipit peroksidasyon düzeyleri üzerine etkileri” adlı projede, menopoz döneminde bozulan kolesterol üzerinde elma sirkesinin faydaları veya zararları incelendi.

Menopozda bozulan kolesterol dengesini yeniden kuruyor
Menopoz döneminde kadınların kolesterol dengesizliğinden dolayı büyük sıkıntılar yaşadığını ve bu soruna çözüm üretmek amacıyla elma sirkesinden faydalanarak 32 fare üzerinde deney yaptıklarını anlatan Güler, farelere yüksek kolesterol uyguladıklarını ve menopoza sokmak için yumurtalarını çıkardıklarını, bu evrede elma sirkesi tedavisini uyguladıklarını, altı aylık çalışmada başarılı sonuç aldıklarını belirtti.

Menopoz döneminde bozulan kolesterol dengesinin elma sirkesi sayesinde dengelendiğini gördüklerine dikkati çeken Gündüzalp Saydam da, “Kalp ve damar hastalıklarına neden olan kolesterolün ve stres üzerinde elma sirkesinin olumlu etki yarattığını gözlemledik” diye konuştu.
Değerlendirmeyi kalp, göz, karaciğer, böbrek, beyin, sinir, damar ve kan doku örneklerini inceleyerek yaptıklarını ifade eden Saydam, elma sirkesi uygulanan farelerde menopoz döneminde oluşan kolesterolün dokulara zarar verme özelliğini azalttığını belirlediklerini bildirdi.

Şeker hastalarına öneriliyor

Öğrencilerden Zübeyir Yozgat, Ömer Ören ve Osman Kanatsız da, “Streptozotocin ile diyabet oluşturulan farelerde elma sirkesinin kan lipit profili ve lipit peroksidasyon düzeyleri üzerine etkileri” isimli projeyi hazırladı.

Diyabet hastalarında artan kolesterol değerlerinin düşürülmesi üzerinde elma sirkesinin etkilerini araştıran öğrencilerden Zübeyir Yozgat, 32 fare üzerinde deney yaptıklarını belirtti. Önce fareleri şeker hastası yaptıklarını anlatan Yozgat, daha sonra günde tok karna binde 6 oranında elma sirkesi içirdiklerini söyledi. Altı aylık çalışma sonunda farenin kalp, göz, karaciğer, böbrek, beyin, sinir, damar ve kan doku örneklerini alarak inceleme yaptıklarını ifade eden Yozgat, “Şeker hastalığında dengede tutulmayan kolesterol, organlara zarar verir. Elma sirkesi uyguladığımız farelerde organların kolesterolden etkilenmediğini gördük. Şeker hastalığının yan etkilerinin organ ve dokularda oluşmadığını saptadık” dedi.

Ömer Ören ise elma sirkesini insanların da çok rahat bir şekilde kullanabileceklerini, ancak sirkenin tok karna ve yenilen yemeklerin binde 6'sı kadar alınmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Ören, aksi takdirde fazla alınan sirkenin vücuda zarar verebileceğine işaret etti.
A.A

Elma Sirkesi Nasıl Yapılır?


Sabır isteyen bir iştir sirke yapmak fakat herkes kendi sirkesini yapmak isteyebilir. Çok kolaydır sirke yapmak sadece sabırla beklemesini bileceğiz o kadar.

Elma sirkesinin bir farklı yolu da ilk tarifimizde yer alıyordu, ona da buradan ulaşabilirsiniz.
Malzemeler:
1. İstenilen kadar elma.
2. Elmanın yarısı miktarında su. (örneğin 2 kilo elmaya 1 lt su)
Elmaları yeterince küçük şekilde doğruyoruz. Boyutu önemli değil sadece hem pişerken hem de sirke olma zamanını kısaltmak adına doğruyoruz. Sonra bunları bir kapa koyup üzerine suyumuzu ilave ediyoruz. 2 kilo elmaya 1 lt su koyuyoruz. Oranı siz çoğaltıp azaltabilirsiniz. Bunlar kaynayınca komposto kıvamına gelecek. Sonra bu karışımı tatmanızda yarar var. Karışımınız yani kompostonuz tatlı olmalı. Eğer tatlı değilse sirkeniz dönmez yani olmaz. O yüzden tadına bakın içilecek kıvamda tatlı olmalı. Sonra bu karışımı bir kaba koyunuz. Tercihen şişe, bidon, vb kaplar. Üzerini sakın kapatmayın bu karışım sirke oluncaya kadar hava almalı. O yüzden ince bir bezle sıkıca kapatınız ki bu sadece içine istemediğimiz şeyler kaçmasın. Son olarak bunu bir kenarda saklayınız.
Sirkemizin olduğunu nasıl anlarız? Çok basit üzerinde beyaz bir tabaka oluşacak. Bu tabaka tamamen oluştuğunda sirkenizi tadınız. Sirke hazır olmuştur.

Dolara yatırım yapılır mı?


Dolar son aylarda bir miktar hareketlendi.Peki dolar yatırım aracı olarak kullanılabilirmi ? Dolara yatırım yaparken hangi hususlara dikkat etmemiz gerekir yazımızda bulabilirsiniz.

Dolara yatırım yapılır mı?
Dolara yatırım yapmak 2011 yılı içerisinde büyük kumardır.Doların dünya piyasasında her ülke ile bağlantısı sonucu en küçük bir olayda dahi ekseninden sapıyor.Bu yüzden bu yıl dolar yatırım aracı olarak çok fazla tavsiye edilmiyor.2011 yılında doların hızla çöküşünün ardından FED’in çalışmalarıyla tekrardan değer kazanması yatırımcıların dolar alım konusunda iki kere düşünmesine yol açmıştır.
Bir dönem doların durdurulamayan değer kaybı, o dönem dolara yatırım yapan vatandaşların şuanda çok büyük kazançlar elde etmesini sağladı.
Uzmanlar, dünya üzerindeki gergin hava son bulmadan dolara yönelik yatırım yapılmaması konusunda hem fikir. Amerika’nın Irak’ı işgali, 2010 krizi, Libya – Suriye – Lübnan gibi devletlerde baş gösteren isyan ateşi gibi olaylar dünya siyasetinin gerginleşmesine yol açan sebeplerden sadece bir kaçı.Eğer mutlaka dolara yatırım yapmak istiyorsanız, kısa vadede doların en düşük kurunu yakalamaya çalışın. Bu kurdan yatırım miktarınız kadar dolar alın daha sonra uzun vadede doların yükselmesini bekleyin.Ama unutmayın, dünya üzerindeki olağan üstü hal son bulmadıkça doların durumu belirsizliğini sürdürecektir.