Aydınlık neyin oluyor senin , gökyüzü akraban filan mı beni bulur bulmaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı yüzünde yalazını gezdirdiğin saçlarından tutuşmuş orman mı akla ziyan bir şey elektriğin
Yangınlardan ateş çaldım gök yüzünden rüzgar…Hiç biri mutlu etmedi seni
Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular.
Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar. Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir.
Ekonomi, savunma ve eğitim; milli olmalıdır.
Çoğu Zaman Üç Beş Kişi Için Yazdığımızı Sanırız, Onlar Bizi Okumazlar. Asıl Seslendiklerimiz, Hiçbir Zaman Tanımayacağımız, Başka Üç Beş Kişidir.
Ne Kadınlar Sevdim Zaten Yoktular.
Türk Aydını Dediğimiz Kişi, Batı’nın Manevi Ajanıdır.
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların ,bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün , karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
Sanat, toplumsal bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden aynı şey değildir.
Avrupa Birliği; Roma-Germen imparatorluğu projesidir. Bu nedenle kendisinden olduğunu kabul ettiği ülkeleri devletin içine alacaktır, kendisinden olmadığını düşündüğü ülkeleri de periferik devletler diye etrafına yerleştirip onlarla iş görecektir.
Anadolu ’dan beliren ulusallaşma, gittikçe daha büyük bir dip dalgası halinde yükseldikçe, Beyaz Türkleri dehşete düşürmektedir.
Cumhuriyet kuşaklarının dramı Atatürk sonrasında başlar. Çağdaşlaşmayı batılılaşma yapan sonrakilerdir.
Aydınlık Neyin Oluyor Senin.
Memleket Bir Kurtlar Sofrasına Döndü Mü, Isyan Haktır.
Bekleme Yapmayın! ‘Aşk’ını Alan ‘Acı’ya Doğru Ilerlesin.
Sanat, Toplumsal Bir Çabadır; Toplumdan Gelir, Topluma Döner. Fakat Gelenle Giden Aynı Şey Değildir.
Eğitim, Savunma Ve Ekonomi Milli Olmalıdır, Olmazsa Sevr Gelir.
Canını Kurtarayım Derken Vatanından Olursun.
İnanmakta Geç Sevmekte Çabuktum.
Ben Sana Mecburum Bilemezsin.
İnsan Olmanın Bütün Komplekslerini Yenmiş, Günü Dipdiri Yakalayan, Hayatın Anlamını Çözmüş Bir Bilge Insan; Bir Yol Gösterici.
Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra KGB’nin Belgelerinden Görüyoruz Ki, Türkiye’deki Sosyalistlerin Pek Çoğu Maaşa Bağlanmışlar Orada. Bugün De Alman Vakıflarından, Amerikan Vakıflarından Maaş Alarak, Avrupa Fonlarından Para Alarak, Onlar Adına Hareket Eden Pek Çok Basın Yayın Organlarında Görevli Isimler Vardır Ve Bunlar Artık Ayıp Olmaktan Da Çıkartılmıştır. Maalesef Türkiye Bu Noktaya Gelmiştir.
Türkiye’de asıl sorun aydınların yabancılaşmasıdır.
Doğu ölüm kavramını hâlletmiştir. Batı bunu hâlledememiştir. Bizim ve bütün Avrasyalılar’ın ölebilme kâbiliyeti var, onların yok!
Batı diye bir şey yoktur. Bu hayali bir kavramdır. Almanya Almanya’dır,Fransa Fransa’dır. Birleşik, bütünleşmiş Batı diye bir şey yoktur.
Liberallik, saydamlık ilkesi gerisinde, görünmez bir totaliterlik anlamına gelir, gündemdeki totaliterlik de, işte budur.
Kimin elinin, kimin cebinde olduğu belirsiz, tek kesinlik şu ki, ‘encebi’nin eli, çıkmamak niyetiyle, bizim cebimizdedir.
Demokrasi özgürlükleri yalnız kendisi için istemek, yalnız kendisi için kullanmak demek değildir.
Batı Hıristiyanlığı, bilerek bilmeyerek, Roma İmparatorluğu ‘nun dünya idrakini, hâkimiyet fikrini ve yönetim düşüncesini özümsemiştir. Doğu ‘nun Hıristiyanlığı, bunun dışında kalmıştır.
Sana kullanılmamış bir gök getirsem ,haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem , ben sana mecburum sen yoksun
Geleceğim bekle dedi Ben beklemedim o da gelmedi. Ölüm gibi birşeydi,
ama kimse ölmedi.
Yangınlardan ateş çaldım gök yüzünden rüzgar…Hiç biri mutlu etmedi seni
Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular.
Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar. Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir.
Ekonomi, savunma ve eğitim; milli olmalıdır.
Çoğu Zaman Üç Beş Kişi Için Yazdığımızı Sanırız, Onlar Bizi Okumazlar. Asıl Seslendiklerimiz, Hiçbir Zaman Tanımayacağımız, Başka Üç Beş Kişidir.
Ne Kadınlar Sevdim Zaten Yoktular.
Türk Aydını Dediğimiz Kişi, Batı’nın Manevi Ajanıdır.
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların ,bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün , karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
Sanat, toplumsal bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden aynı şey değildir.
Avrupa Birliği; Roma-Germen imparatorluğu projesidir. Bu nedenle kendisinden olduğunu kabul ettiği ülkeleri devletin içine alacaktır, kendisinden olmadığını düşündüğü ülkeleri de periferik devletler diye etrafına yerleştirip onlarla iş görecektir.
Anadolu ’dan beliren ulusallaşma, gittikçe daha büyük bir dip dalgası halinde yükseldikçe, Beyaz Türkleri dehşete düşürmektedir.
Cumhuriyet kuşaklarının dramı Atatürk sonrasında başlar. Çağdaşlaşmayı batılılaşma yapan sonrakilerdir.
Aydınlık Neyin Oluyor Senin.
Memleket Bir Kurtlar Sofrasına Döndü Mü, Isyan Haktır.
Bekleme Yapmayın! ‘Aşk’ını Alan ‘Acı’ya Doğru Ilerlesin.
Sanat, Toplumsal Bir Çabadır; Toplumdan Gelir, Topluma Döner. Fakat Gelenle Giden Aynı Şey Değildir.
Eğitim, Savunma Ve Ekonomi Milli Olmalıdır, Olmazsa Sevr Gelir.
Canını Kurtarayım Derken Vatanından Olursun.
İnanmakta Geç Sevmekte Çabuktum.
Ben Sana Mecburum Bilemezsin.
İnsan Olmanın Bütün Komplekslerini Yenmiş, Günü Dipdiri Yakalayan, Hayatın Anlamını Çözmüş Bir Bilge Insan; Bir Yol Gösterici.
Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra KGB’nin Belgelerinden Görüyoruz Ki, Türkiye’deki Sosyalistlerin Pek Çoğu Maaşa Bağlanmışlar Orada. Bugün De Alman Vakıflarından, Amerikan Vakıflarından Maaş Alarak, Avrupa Fonlarından Para Alarak, Onlar Adına Hareket Eden Pek Çok Basın Yayın Organlarında Görevli Isimler Vardır Ve Bunlar Artık Ayıp Olmaktan Da Çıkartılmıştır. Maalesef Türkiye Bu Noktaya Gelmiştir.
Türkiye’de asıl sorun aydınların yabancılaşmasıdır.
Doğu ölüm kavramını hâlletmiştir. Batı bunu hâlledememiştir. Bizim ve bütün Avrasyalılar’ın ölebilme kâbiliyeti var, onların yok!
Batı diye bir şey yoktur. Bu hayali bir kavramdır. Almanya Almanya’dır,Fransa Fransa’dır. Birleşik, bütünleşmiş Batı diye bir şey yoktur.
Liberallik, saydamlık ilkesi gerisinde, görünmez bir totaliterlik anlamına gelir, gündemdeki totaliterlik de, işte budur.
Kimin elinin, kimin cebinde olduğu belirsiz, tek kesinlik şu ki, ‘encebi’nin eli, çıkmamak niyetiyle, bizim cebimizdedir.
Demokrasi özgürlükleri yalnız kendisi için istemek, yalnız kendisi için kullanmak demek değildir.
Batı Hıristiyanlığı, bilerek bilmeyerek, Roma İmparatorluğu ‘nun dünya idrakini, hâkimiyet fikrini ve yönetim düşüncesini özümsemiştir. Doğu ‘nun Hıristiyanlığı, bunun dışında kalmıştır.
Sana kullanılmamış bir gök getirsem ,haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem , ben sana mecburum sen yoksun
Geleceğim bekle dedi Ben beklemedim o da gelmedi. Ölüm gibi birşeydi,
ama kimse ölmedi.